4. Hukuk Dairesi 2016/5374 E. , 2016/8020 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/09/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; takibin yetkili icra dairesince yapılmaması ve geçerli bir icra takibi bulunmaması sebebiyle davanın reddine dair verilen 13/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, geçerli bir icra takibinin bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının su kullanım hizmet bedelini ödememesinden dolayı bu alacaktan dolayı davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğünün 2013/1837 esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının yetkiye ve borca kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, alacak konusunun su kullanım hizmet bedeli olup para borcunu içermekte olduğunu, bu nedenle icra takibinin İİK"nın 50. ve HMK"nın 9. maddeleri gereği yetkili icra dairesinin kendi ikametgahı olan Finike İcra Dairesi olduğunu icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesini, ayrıca borcunun olmadığını belirterek davanın esastan reddini istemiştir.
Mahkemece, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı, dolayısıyla geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, icra takibi,... İcra Müdürlüğünde yapılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-borçlu, hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, davacı tarafından itirazın iptali davası açılmıştır. Takip tarihinde yürürlükte olan ve İİK"nın 50/1. maddesi atfı ile uygulama yeri olan HMK"nın 10. maddesi uyarınca, sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, dava veya icra takibi sözleşmenin (borcun) yerine getirileceği (ifa edileceği) yer icra dairesinde ya da mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin yerine getirileceği yer, öncelikle yanların açık ya da örtülü isteğine göre belirlenir. Tersi durumda ise, sözleşmenin yerine getirileceği yer takip tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu uyarınca saptanır. Öyle ki, davanın konusu, varlığı inkar edilmeyen sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, bu para borcu, götürülecek borçlardan olduğundan alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip ya da dava açabilir. YHGK"nın 16/02/2005 tarih ve 19-63 esas, 61 karar sayılı ilamı ile Dairemizin 20/02/2014 tarih ve 2013/8119 esas, 2014/1368 karar sayılı ilamı bu yöndedir. Ayrıca dava, davalının su kullanım bedelini ödememesinden kaynaklanmaktadır. Davalının sulama yaptığı taşınmaz ... ilçesinde yer almaktadır. Dolayısıyla... icra daireleri de yetkilidir. Bu durumda davacı, davalının yerleşim yerinde veya taşınmazın bulunduğu yer olan... icra dairelerinde icra takibi başlatabilir.
Somut olayda, davalı-borçlunun taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığına itirazı bulunmadığına, bu durumda davalının para borcu edimi yönünden borcun ifa edileceği yer, ayrıca taşınmazın bulunduğu yer ... olduğuna ve icra takibi de..."ta yapıldığına göre,... icra daireleri de yetkili olup, itirazın iptali davasının görülmesi koşulları oluştuğundan, esasa girilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.