3. Hukuk Dairesi 2016/22082 E. , 2018/9561 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların kendisine ceviz ağaçlarından silah dipçiği yapmak ve satışa sunmak konusunda maddi yardım yapması halinde birlikte iş yapmayı teklif ettiklerini, daha sonra birlikte iş yapmaya başladıklarını, bu kapsamda ağaça satın aldıklarını, bedellerinin ödenmesi için davalılara havalelere gönderdiğini, yakıt giderleri ve elden ödemeleri olduğunu, birgün kendisinden habersiz malzemelerin davalılarca başka bir yere götürüldüğünü, ardından davalılara ulaşamadığını, haklarında icra takibi başlattığını, davalıların itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacıya borçlarının olmadığını, ibraz ettiği dekontlarda açıklama olmadığını, yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, ortaklık ve ödemelere ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasından adi ortaklıktan kaynaklanan alacak bulunduğunu, ortaklığın 2007 yılında bittiğini, davanın 30/4/2013 tarihinde açıldığını, 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)
Dava konusu olayda, davalılar, davacı ile aralarındaki ortaklık ilişkisini reddettiğine göre; ispat yükü, bunu ileri süren davacı tarafa ait olacaktır.
........
Kural olarak, adi ortaklık ilişkisinin geçerliliği herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer. Bu iddiayı ileri süren taraf, adi ortaklık ilişkisi bir sözleşme olduğundan, iddiasını HMK. md.200 gereğince senet (kesin delil) ile ispat etmelidir.
Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye edilmiş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz.
TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır. (BK. m. 126/4)
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça şifahen yapılan ortaklık nedeniyle davalılara ödeme yapıldığı belirtilerek ödenen paranın iadesinin talep edildiği, davalılarca borcun ve adi ortaklığın kabul edilmediği, mahkemece adi ortaklık zamanaşımı süresi dikkate alınarak davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece öncelikle; davacının şifahen adi ortaklık kurduklarını ve ortaklığın amacının gerçekleşmesi için ödeme yaptığını beyan etmesi karşısında davalıların borcu ve adi ortaklığı inkar ettikleri anlaşıldığından, taraflar arasında geçerli adi ortaklığın kurulup kurulmadığının belirlenmesi, daha sonra oluşacak hukuki duruma göre zamanaşımı değerlendirilmesi yapılması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde taraflar arasında kurulduğu belirlenmeyen adi ortaklığın fesih ve tasfiye edilmesinin ardından başlayacak zamanaşımı süresinin uygulanması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.....