14. Hukuk Dairesi 2015/14051 E. , 2017/4704 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.02.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 135 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın öncelikle aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Somut olayda; Davalılar ... ve ... dava konusu 135 parsel sayılı taşınmazı, kök muris ..."ın kendinden önce ölen oğlu davalıların babası..."a rücu şartlı bağışladığını, bu süre zarfında dava konusu taşınmaz üzerinde murisleri... tarafından muhdesatların yapıldığını, daha sonra murisleri..."ın kök muris ..."dan önce ölmesi üzerine taşınmazın tekrar ... adına tescil edildiğini bu nedenle muhdesat üzerinde hak sahibi olduklarını iddia etmiş, davacılar vekili ise muhdesatların... tarafından değil, kök muris ... tarafından yapıldığını savunmuştur.
Yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca mahkemece davalıların, dava konusu taşınmaz üzerinde ki muhdesatların murisleri... tarafından yapıldığı iddiaları somut olaya uygun olmayan bir gerekçe ile reddedilmiştir. Bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazın tapu kaydı tüm tedavülleri ile birlikte getirtilerek, davalıların murisi..."ın kayden malik olduğu dönemin saptanması halinde, davalılara muhdesat aidiyeti için dava açmak üzere süre verilmesi, açılacak dava sonucunda bu hususun kanıtlanması halinde bilirkişiden rapor alınarak taşınmazın bulunan toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi satış sonucunda muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekmektedir.
SONUÇ: Davalıların temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerinde olduğundan kabulü ile yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 05.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.