21. Hukuk Dairesi 2015/9350 E. , 2016/2844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1993-2009 yılları arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının, davalıya ait fırın işyerinde 1993-2009 yılları arasında geçen, eksik ve başka işyerlerinde bildirilen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun mahkememizce de makul görülen 09/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davanın davacının davalıya ait işyerinde 01/01/1997 ile 30/10/2009 tarihine kadar belirli süreler halinde 1978 gün sigorta pirimi ödenmeyen sigortalılık süresi bulunduğunun tespitine, zaman aşımı itirazının reddine, karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten; sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. Maddesinde ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. Maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinden 24.12.2005 tarihinden 31.10.2009 tarihine kadar kesintili olarak sigortalı bildiriminin yapıldığı; Ancak davacının tespitini istediği dönemde dava dışı ... sicil sayılı işyerinde 01.08.93-10.08.93 döneminde, ... sicil sayılı işyerinde 20.08.93-30.08.93 döneminde, ... sicil işyerinde 01.04.99-30.01.2000 döneminde,... sicil sayılı işyerinde 15.06.99-15.08.99, 01.05.2000-29.12.2003 döneminde, ... sicil sayılı işyerinde 30.12.2003-25.08.2004 geçen bir kısım çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, bu şirketlerin dosyalarının getirtilmemesi nedeniyle davalı şirketle irtibatlarının olup olmadığının anlaşılamadığı, davalı işyerinin 24.12.2005 tarihinde Kanun kapsamına girdiğinden tespiti istenen tüm dönemde kanun Kapsamında olmayan davalı işyerinin hangi tarihler arasında faal olduğunun, vergi kayıtları, oda kayıtları ve zabıta marifetiyle araştırılmadığı, davalı ve diğer işyerlerinin bordro tanıkları ve komşu işyeri tanıklarının dinlenilmediği, dinlenen tanık beyanlarının yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı yanında kısmen sigortalı olarak bildiriminin yapıldığı, davacının iddiasına göre davalı şirket tarafından başka işverenler nezdinde sigortalı gösterilmesine rağmen kesintisiz olarak çalışmalarının davalıya ait işyerinde geçtiğini beyan ettiğine göre dava, davacı adına hizmet bildirimi yapılan tüm işverenlerin hak alanını ilgilendirmekte olup, davalı şirket ile davacı adına hizmet bildiren işverenler arasında organik bağ bulunup bulumadığı, araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca uyuşmazlık konusu dönemin tamamında davalı işyerinde ve diğer işyerlerinde çalışması bulunan tanıklar dinlenmemiş, dinlenen tanık beyanları ise hüküm kurmaya elverişli değildir.
Yapılacak iş, öncelikle davacıya hangi işyerinde, gün ay olarak hangi dönemde çalıştığını açıklatarak, ilgili ticaret sicil memurluğuna yazı yazılarak ve gerekli araştırmayı yaparak davalı işveren ile davacı adına hizmet bildiren işverenler arasında organik bağ olup olmadığını tespit etmek, işyeri dosyalarını ve tüm dönem bordrolarını getirtmek, davalı işyerinin ve diğer işyerlerinin hangi tarihler arasında faal olduğunun işyeri dosyaları, vergi kayıtları, oda kayıtları ve zabıta marifetiyle araştırmak, gerekirse uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına hizmet bildirimi yapan tüm işverenleri taraf haline getirip, gösterecekleri delilleri toplamak, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan davalı işyeri ve diğer işyerlerinin bordro tanıklarını tespit ederek re"sen seçilecek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, davalı ve diğer işyerlerinin ..... ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile sürekli bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davalı işyerinin fırın olduğu gözetilerek Belediye ve ilgili Bakanlık tarafından denetime tabi tutulup tutulmadığını araştırmak, yine işyeri ruhsatına dair belgelerin getirtilerek, davacının bu sürede gıda sektöründe çalıştığından portör muayenesi olup olmadığını araştırmak, söz konusu dönemler içinde mükerrer hizmet oluşturmayacak şekilde davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Ayrıca, davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarihten önceki çalışmalarının bildirgenin verildiği tarihi de kapsar şekilde kesintisiz olarak devam etmiş olması halinde, arada başka bir işyerinden bildirim yapılmadığı takdirde, hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği gözetilerek, aksi takdirde kesintili çalışmaların hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığının değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."ya iadesine 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.