22. Hukuk Dairesi 2016/28517 E. , 2020/649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davacının, davalı işyerinde 2004 yılından itibaren iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, 07/01/2014 tarihine kadar en son mağaza müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak işveren tarafından feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; davacının 01/01/2005 tarihinde çalışmaya başladığını, fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini, üst düzey yönetici olduğundan yapılan fazla çalışma ve hafta tatili çalışmalarının tamamen davacının isteği ile gerçekleştiğini, iş akdinin istifa ile sonlandığını, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışılmadığını, çalışılan günlerin ücretinin ödendiğini, yıllık izinlerinin kullandırıldığını ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Fazla çalışma alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Somut olayda, davacı dava dilekçesinde 09:00-22:00 tarihleri arasında çalıştığını ileri sürmüş, bilirkişi tarafından ilk rapor ile ek raporda davacının maaş bordrolarında fazla çalışma tahakkuklarının bulunması nedeni ile fazla çalışma alacağının bulunmadığı kabul edilerek hesaplama yapılammış, 2. ek raporda ise; davacının haftanın 6 günü 09:00-19:00 ile 12:00- 22:00 saatleri arasında çalıştığı 1,5 saat ara dinlenmenin mahsubu ile haftalık 6 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanmıştır. Davacı tanıkları ise;" haftanın 6 günü 2011 yılının sonlarına kadar sabah 09:00 akşam 22:00 saatleri arasında çalıştık, 2011 yılı sonlarından sonra 11:00-22:00 vardiyasında çalışmıştır,” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Öncelikle bilirkişi tarafından 10 saatlik çalışmalar nedeni ile 1 saat yerine 1,5 saat ara dinlenmenin düşülmesi bu yönde beyanda bulunan tanık da bulunmadığından yerinde değildir. Mahkemece bilirkişiden yeniden rapor alınarak davacının fazla çalışma alacağı; davacı tanıklarının beyanına göre, 2011 yılı sonuna kadar 09:00-22:00 saatleri arasında çalıştığı ve 1,5 saat ara dinlenmenin mahsubu ile haftalık 24 saat, 2011 yılı sonundan fesih tarihine kadar ise 11:00-22:00 saatleri arasında çalıştığı ve 1,5 saat ara dinlenmenin mahsubu ile haftalık 12 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplattırılmalıdır. Ayrıca yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda da, davacının imzası bulunmayan ancak fazla çalışma tahakkukları bulunan bordrolarındaki fazla çalışma alacakları, banka yolu ile ödenmesi halinde davacının fazla çalışma alacağından mahsup edilmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/01/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.