Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/734
Karar No: 2017/4759
Karar Tarihi: 06.06.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/734 Esas 2017/4759 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davanın konusu, enerji nakil hattının müvekkilin malik olduğu taşınmazın üzerindeki irtifak hakkının terk edilmesiyle ilgilidir. Davacı, irtifak hakkının terk edilmesi için ödenen 132.160 TL'nin, yasal bir dayanağı olmamasına rağmen tahsil edildiğini iddia ederek geri ödenmesini talep etmiştir. Davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, mahkemenin kararının bozulması gerektiğini, davacının ödediği bedelin taşınmaz malikine ödendiğinin kanıtlanamadığını ve dava konusu taşınmazda irtifak hakkı kurulan kısmının değerinin belirlenmesi için keşif yapılması gerektiğini belirtmiştir. Kararda, BK 125 (yeni TBK 146) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği, irtifak hakkı tesis edilirken taşınmaz malikine bedel ödendiği ve irtifak hakkının bedelsiz terk edilemeyeceği belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2017/734 E.  ,  2017/4759 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.11.2011 gününde verilen dilekçe ile tazminat talebi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.03.2014 tarih 2014/1739 Esas - 2014/3881 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, istirdat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu taşınmazında öncesinde dava dışı belediye lehine tesis edilen sonrasında ise davalı ... lehine devredilmiş daimi irtifak hakkı mevcut olduğunu, enerji nakil hattının bir başka güzergahtan yer altına alınmasından sonra müvekkilinin parselinden geçen enerji nakil hattının fiilen ve hukuken devre dışı kaldığını, müvekkilinin irtifak hakkının terkini talebi ile davalı kuruma başvurduğunda kendisinden 132.160 TL"nin yatırılması halinde terkin işleminin gerçekleştirileceğinin bildirildiği, müvekkilinin istenilen bedeli banka kanalı ile yatırdığını ve terkin işleminin gerçekleştirildiğini, 13.09.2011 tarihinde TMK"nun 785/1. maddesi gereğince terkin işleminin bedelsiz yapılması gerektiğinden bahisle tahsil edilen irtifak hakkı bedelinin iadesini talep etmiş ise de, 27.09.2011 tarihli cevap ile talep edilen bedelin iadesinin mümkün olmadığının kendilerine bildirildiğini, TMK"nun 785/1. maddesi gereğince irtifak hakkının bedelsiz olarak terkini gerektiğini belirterek, müvekkilinin içerisinde bulunduğu inşaat yapma zorunluluğu halinden faydalanılarak tahsil edilen 132.160 TL"nin irtifak hakkının terkin edilmiş olması nedeniyle iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerindeki hattın 10.08.2005 tarihinde deplase edilerek taşınmaz üzerinden kaldırıldığını, davacı tarafın bahse konu taşınmaz üzerindeki irtifak hakkının tespit edilen tüm masraf ve bedellerini ödeyeceğini bildirip, gerekli terkin işlemlerinin yapılmasını talep ettiğinden, talep edilen bedeli itirazi kayıtsız müvekkilinin hesabına yatırdığını, davacı tarafın bedelsiz terkin yapılması iddiasında olduğunu, bu durumun müvekkilinin sebepsiz zenginleşme halini kastettiğinden, sebepsiz zenginleşme davasının ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması gerektiğini, bir yıllık süre geçirildikten sonra açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının ödemeyi yaparken itirazi kayıt hakkı varken kullanmadığını, bedelsiz terkin şeklinde yapılması gerektiği şeklindeki talebin yasal dayanağı bulunmadığını, irtifak hakkı tesis edilirken mülk sahibine bunun bedelinin peşin olarak verilmekte olup, irtifak hakkının terkini halinde de terkin tarihinde irtifak bedelinin ne kadar olduğunun tespit edilmesi ve bedelinin irtifak hakkı sahibine ödenmesi kaydı ile terkininin mümkün olabildiğini belirterek; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, bu kabul edilmez ise İrtifak hakkı bedeli mukabilinde kaldırılacağından bedelsiz terkini talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; ""...davacının tahakkuk ettirilecek bedeli ve ferilerini ödemek suretiyle irtifak kaydının kaldırılmasını talep ettiğini, bu konuda davacının başlangıçta kabulü olduğunu, kabulün her türlü yasal delilin üzerinde bir anlam ifade edeceğini, belirtilen 132.160,00-TL"lik bedelin 09/11/2007 tarihinde yatırılmış olduğunu ve bedel yatırılırken itirazi kayıt ileri sürülmediğini, en önemlisi sebepsiz zenginleşme hallerinde bunun öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde davanın ikame edilmesi gerektiğini, somut olayın sözleşmeye dayalı bir işlem olmadığını, zira davacı ile davalının önceki halefi arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, eğer davacının yatırdığı bedel yatırmaması gereken bir bedel ise yukarıda açıklandığı üzere sebepsiz zenginleşme kuralı kapsamında değerlendirmek gerektiğini, bir yıllık süre içerisinde bu davanın açılmadığı..."" gerekçesi ile davanın hem süre hem de esas yönünden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk dairesinin 12.03.2014 tarihli 2014/1739 Esas-2014/3881 karar sayılı ilamıyla "... mahkemece, BK. 125. (yeni TBK. 146) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği gözönüne alınmalı, dava konusu irtifak hakkının tesis ve tescili sırasında taşınmaz malikine bir bedel ödenip ödenmediği araştırılmalı ve irtifak hakkı terkininin bedelsiz olarak yapılıp yapılamayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmayarak, terkin işleminin bir bedel karşılığında yapılacak olması halinde bu bedelin miktarı noktasında konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınmalı ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş..." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda daimi irtifak bedelinin taşınmaz maliklerine ödendiği hususu kanıtlanamadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmişitir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak hüküm tesis edilmiş ise de bozma gereği yerine getirilmemiştir.
    Somut olayda dosya içerisinde bulunan 13 Mart 1979 tarihli 6830 sayılı kanuna göre istimlak ve daimi irtifak hakkı tescili hakkında konulu 54226 dosya numaralı belgeye göre dava konusu taşınmazın geldisi olan 65 ada 10 parselin 2.26 m2 lik kısmının 38 nolu pilon yeri olarak mülkiyetin devri suretiyle ifrazen istimlakine, 413 m2 lik kısmında hattın altına isabet eden şerit dahilinde üst hakkı benzeri olarak daimi irtifak hakkı tesisine karar verilmiş, 2.26 m2 lik kısım için on bir lira otuz kuruş, 413 m2lik kısmı için üç yüz seksen üç lira bedel ödenmiştir. Adı geçen belgeden de anlaşıldığı gibi irtifak hakkı tesis edilirken taşınmaz malikine bir bedel ödenmiştir.
    Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş keşif yaparak dava konusu taşınmazda irtifak hakkı kurulan kısmının değerini bilirkişiler aracılığıyla belirleyerek, belirlenen bu bedel davacı tarafından ödenen bedelden az ise davacının ödediği bedelden bilirkişi tarafından belirlenen bedelin düşülmesi suretiyle kalan miktarın davacıya ödenmesine, bilirkişiler aracılığıyla belirlenen bedel davacı tarafından ödenen bedelden fazla ise davanın reddine karar vermek olmalıdır. Mahkeme tarafından yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması döğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    06.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi