14. Hukuk Dairesi 2015/13351 E. , 2017/4772 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.05.2007 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların müştereken ve iştirak halinde malik oldukları 251 ada 97 parsel ve 21 ada 13 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, dava konusu taşınmazların bağışlandığını belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmişlerdir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Öte yandan, 7201 Tebligat Kanununda 6099 sayılı Kanun ile yapılan ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." (m. 10)
Tebligat Kanununun değişik 21/2. maddesi gereğince; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."
Aynı Kanunun 35. maddesi gereğince; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.” (m. 35/1)
"Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." (m. 35/2)
Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazların tapu kayıt maliklerinden (Adil kızı) ..."e dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir tebligat evrakı "..." adresi itibariyle daimi işçisi ... imzasına tebliğ edilmiş, gerekçeli kararı içerir tebligat evrakı ise "..." adresine gönderilmiş olup posta memuru tarafından tebligat evrakına alıcının adres bırakmadan taşındığı şerhi düşülerek merciine iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat çıkarılmıştır. Ancak Tebligat Kanununun 35. maddesine göre gerekçeli kararın tebliğ edildiği bu adrese yargılama esnasında usulüne uygun şekilde yapılmış bir tebligat bulunmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmıştır.
O halde mahkemece, tapu kayıt maliki ..."in sağ olup olmadığının araştırılarak sağ olması halinde yukarıda belirtilen yasa hükümlerine uygun şekilde MERNİS adresine, ölü olması halinde ise mirasçılık belgesi temin edilmek suretiyle tespit edilen mirasçılarına gerekçeli kararın tebliğ edilerek davaya katılmalarının sağlanması gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, dava konusu taşınmazların tapu kayıt maliklerinden ..."nin de 22.11.2008 tarihinde öldüğü ancak mirasçılarının davaya katılımının sağlanmadığı anlaşıldığından adı geçen tapu kayıt malikinin mirasçılık belgesinin ilgilisinden temin edilerek mirasçılarının davaya katılımının sağlanması gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 06.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.