3. Hukuk Dairesi 2018/3414 E. , 2018/9708 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 1000994246 yeni abone numarası ile.... kayıtlı olup, eski abone numarasının 10000319940 olduğunu,....tarafından 2007 Aralık ve 2008 Şubat dönemlerine ait kaçak elektrik kullanımıyla ilgili olarak 13.446,75 TL ve 4.857,98 TL olmak üzere iki adet borç tahakkuku yapıldığını, borcunun olmadığını ve hiçbir şekilde kaçak elektrik de kullanmadığını,...sayılı dosyasında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile kaçak elektrik kullanımı olmadığının tespit edildiğini ileri sürerek, davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ; davacı tarafın aboneliğinde kaçak kullanım tespit edildiğini ve tutanak altına alındığını, kesinleşmemiş ceza mahkemesi kararından bahsedilerek borcun bulunmadığının tespitine yönelik davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar dair verilen karar Dairemizin 24.03.2016 tarih ve 2015/3846 E.-2016/4565 K.sayılı ilamıyla "Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Davacı taraf tutanağın aksini ispat edememiştir. Ayrıca ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
...
... sayılı ceza davasında, suç tutanağı üzerine düzenlenen endeks ve alınan bilirkişi raporuna göre sayaç üzerinde görülen tüketim miktarının kurulu güç ile orantılı olduğu yolundaki tespit neticesinde, davacının abone olduğu sayacın fiili kullanıcısı sanık ... suç kastı ile hareket ettiğini gösterir bir delil mevcut olmadığından atılı suçtan beraatine karar verildiği anlaşılmıştır. BK 53 (TBK 74.) maddesine göre; Ceza Mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararının görülmekte olan dava yönünden de kesin hüküm oluşacağından söz edilemez. Kaldı ki ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda da; sayaçtan geçmeyecek şekilde ilave yeni bir hat tesis edilmiş olduğu kayıt altına alınmıştır.
Hal böyle olunca; mahkemece kaçak tüketimi yapılmadığı sonucuna varılmış ise de; kaçak tespit tutanağında pano kapağındaki mührü bozmadan devre dışı bırakarak pano bara girişinden akım trafolarına girmeden özel hat çekerek kulübe içindeki kumanda panosuna enerji alındığı, bu panodanda 37 Kwh"lık dalgıç pompa 1 adet buzdolabı ve 1 lambada enerji kullanıldığının tespit edildiği kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu, ve temyiz istemine konu iş bu yargılama dosyasında ceza dosyasındaki bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu 10000319940 nolu elektrik aboneliğinin kaçak elektrik tutanağı tanzim tarihinde davacı adına kayıtlı olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kaçak kullanıma sebebiyet veren abone davacının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; aboneliğini iptal ettirmeyen davacının, kaçak elektriği fiilen kullanan kişi ile birlikte davalı şirkete karşı sorumlu bulunduğu hususu da nazara alınarak, mahkemece, dosyanın konusunda uzman bilirkişiye verilerek kaçak elektrik bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. ve 15.maddeleri ve yönetmeliğinin atıf yaptığı EPDK tarafından yayımlanan "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Başlıklı 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddeleri uyarınca değerlendirme yapılarak rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde; alınan bilirkişi raporuna dayanılarak, kaçak elektrik tespit tutanaklarının düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içerdiği ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu, davacı tarafın tutanağın aksini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, kaçak elektrik tahakkukuna yönelik açılan menfi tespit davası niteliğindedir.
.../...
-3-
6100 sayılı HMK" nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK"nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunun Dairemiz 24.03.2016 tarih ve 2015/3846 E.-2016/4565 K.sayılı bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda düzenlenmediği; davalı tarafça yapılan kaçak ve ek kaçak tahakkuklarının her ikisi de ek kaçak tahakkuku olarak nitelendirilerek herhangi bir hesaplama yapılmaksızın davalı tarafça yapılan tahakkuk işlemlerinin doğru olduğunun belirtilmesiyle yetinildiği, davacı tarafça da itiraz edilen söz konusu raporun mevcut haliyle yetersiz olup, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
O halde mahkemece; Dairemizin 24.03.2016 tarih ve 2015/3846 E.-2016/4565 K. sayılı bozma ilamında belirtilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. ve 15.maddeleri ve yönetmeliğin atıf yaptığı EPDK tarafından yayımlanan "Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddeleri uyarınca kaçak kullanım miktarının tespiti amacıyla, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak, davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak ve ek kaçak tüketim miktarlarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...