1. Ceza Dairesi 2016/5340 E. , 2016/4348 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA ÜZERİNE)
... hakkında Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesinin 19/12/2012 tarihli ve 2012/350-806 sayılı Kararı kapsamında hükmedilen 1.800 Türk lirası adli para cezasının, hapis cezasına çevrilerek, iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına ilişkin Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2014 tarihli ve 2013/40 sayılı Kararını müteakip, kamu yararına çalışma yükümlülüğüne riayet etmediğinden adli para cezasının hapis cezasına çevrilerek infazı sırasında, kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararının kendisine tebliğ edilmediğinden bahisle yaptığı itirazın, mercide hata nedeniyle reddine ilişkin Ankara 1. İnfaz Hâkimliğinin 16/12/2015 tarihli ve 2015/3251 esas, 2015/3313 sayılı Kararına yönelik itirazın, mahkemesince esastan bir karar verilmek üzere kabulüne dair mercii Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2016 tarihli ve 2016/10 değişik iş sayılı Kararı sonrası, hükümlünün itirazının reddine dair Ankara 1. İnfaz Hakimliğinin 19/01/2016 tarihli ve 2015/3251-3313 sayılı ek Kararı ile ilgili olarak;
4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun genel gerekçesinde, infaz yargıçlığının kuruluş amacı ve görevleri, infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklular haklarında yapılan işlemlere veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek olarak açıklanmış, böylece hükümlü ve tutuklu haklarının Anayasa ve uluslararası normlara uygun olarak korunması ve geliştirilmesi sağlanmış olacağı açıklanmıştır. Anılan Yasanın birinci maddesinin ilk fıkrasında ise: "Bu Kanun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Bu maddenin gerekçesinde de "işlem" deyiminin hükümlü ve tutuklular hakkında yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre hukukî sonuç doğurmaya yönelik her türlü karar, önlem ve irade açıklamalarını, "faaliyet" deyiminin ise hükümlünün ve tutukluların konumlarında değişiklik yapan her türlü eylemler ile iyileştirme ve eğitim (tretman) programlarına uygun olarak yapılan çalışmalarını kapsadığı belirtilmiştir.
Bu açıklamalardan anlaşıldığı gibi İnfaz Hakimliğinin görevleri infaz kurumlarında yönetsel işlemlerin şikâyet yoluyla yargıç güvencesinde denetlenmesine ilişkindir. 4675 sayılı Yasanın 4. maddesinde, tüketici yöntemle sayıldıktan sonra, bu maddenin son fıkrasında, "kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır" hükmüne yer verilmiştir. Bu maddenin 2. fıkrasında yer alan “hükümlülerin
cezalarının infazı” deyimi geniş kapsamlı olup belirtilen son fıkra hükmüyle birlikte yorumlanarak kapsamı belirlenmelidir. Öte yandan, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98. maddesinin 1. fıkrasında “mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir” hükmüne yer verilmiştir.
Bu açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde: 5275 sayılı Kanun"un 105/A maddesinde, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, kamuya yararlı bir işte çalıştırma yükümlülüğüne tâbi tutulmasına ilişkin denetimli serbestlik müdürlüğü işlemlerine karşı başvurunun İnfaz Hakimliğine yapılacağının açıkça belirtildiği, somut olayda 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi uyarınca belirlenen kamuya yararlı bir işte çalıştırılması kararına yönelik başvuruların ise hangi mahkemeye yapılacağının madde metninde belirtilmediği, bu nedenle sorunun genel hükümler uyarınca çözümünün gerekmesi karşısında; hükümlü talebi hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98. maddesi uyarınca hükmü veren mahkeme tarafından bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 18/08/2016 gün ve 94660652-105-06-1128-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2016 tarihli ve 2016/10 değişik iş sayılı Kararının 5271 sayılı CMK"nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19/12/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.