3. Hukuk Dairesi 2017/9933 E. , 2018/9725 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; birleşen davaların davalılardan ... yönünden kısmen kabulüne, asıl ve birleşen davalarda diğer davalılar yönünden verilen kararlar kesinleştiği için yeniden karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 09/10/2018 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalılardan ... ve Hazine vekili .....geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
...
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; namaz kılmak için gittiği caminin minaresinin koparak üzerine düşmesi sonucunda hayatı tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğü gibi iş ve beden gücü kaybı da oluştuğunu, davalı ... Başkanlığının caminin maliki, işleteni ve kiraya vereni sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 100.000 TL manevi ve 200.000 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı birleştirilen 2008/16 Esas sayılı davada; yasal mevzuat nedeniyle caminin mülkiyetinin davalı Hazineye ait olduğunu, caminin davalı ... derneği tarafından yapıldığını, cami minaresinin davalı... (...) tarafından davalı ...Ş."ye kiraya verildiğini, davalı ...Ş. tarafından da minare üzerine baz istasyonu kurulduğunu, davalıların meydana gelen olay nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 100.000 TL manevi ve 200.000 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı birleştirilen 2010/403 Esas sayılı davada; asıl davada alınan bilirkişi raporu ile maddi zararının 1.579.675,85 TL olarak belirlendiğini, zarar tutarının 200.000 TL"lik kısmının asıl ve birleşen 2008/16 Esas sayılı davada istendiğini ileri sürerek; geriye kalan 1.379.675,85 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte asıl ve birleşen 2008/16 Esas sayılı dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, olay nedeniyle davalı ... Başkanlığının BK"nun 58 inci maddesi gereğince sorumlu olduğu, diğer davalıların sorumluluğun bulunmadığı gerekçesiyle; davalılardan ... yönünden asıl ve birleşen 2008/16 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın davalıları .....ve ... yönünden ise davaların ayrı ayrı reddine dair verilen 09/08/2012 tarihli hüküm, davacı ... davalılardan ... tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 13/03/2013 tarihli ve 2012/21931 Esas - 2013/4264 Karar sayılı ilamı ile;
(...Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere özellikle de delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine; (...)
Somut olayda; davalı ... Başkanlığının tasarrufu yukarıda bahsi geçen Hukuk Genel Kurulu Kararında belirtildiği gibi mülkiyete ilişkin olmayıp idaridir. BK"nun 58 inci maddesi gereği, camiye ilişkin bakım ve muhafaza görevi yoktur.
Dosya içeriğine göre, caminin maliki davalı ...derneği BK"nun 58 inci maddesine göre malik olarak caminin muhafaza ve bakımından sorumludur. ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş, bozma nedenine göre davalı ... Başkanlığının sair temyiz itirazları şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir...)
....
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; asıl ve birleşen 2008/16 Esas sayılı davanın davalı ... yönünden husumet nedeniyle reddine, birleşen 2008/16 Esas ile 2010/403 Esas sayılı davaların davalılardan .....ve ... yönünden reddine, davalı ...yönünden ise kısmen kabulü ile 1.026.788,75 TL maddi ve 30.000 TL manevi olmak üzere toplam 1.056.788,75 TL tazminatın faizi ile birlikte tahsiline dair verilen 21/11/2013 tarihli hüküm, davacı ... davalılardan ....tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 26/05/2014 tarihli ve 2014/6406 Esas 2014/8115 Karar sayılı ilamıyla;
(...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dairemiz bozma ilamında “davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine” ifadesinin zuhulen yazıldığının anlaşılmış olmasına göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, %100 oranında meslekte kazanma gücünü yitiren davacının bu yüzden uğrayacağı daimi kazanç kaybı; “gerçek belli iken varsayıma gidilemez” ilkesi uyarınca, rapor düzenleme tarihine kadar gerçekleşen zarar yönünden bilinen verilerin nazara alınması suretiyle, rapor düzenleme tarihinden sonraki zarar yönünden de da bilinen son gelir nazara alınıp her yıl %10 oranında artırılmak ve %10 oranında iskonto edilmek suretiyle belirlenmelidir. Ne var ki, hükme esas alınan 21.07.2010 tarihli bilirkişi raporunda; uzakyol vardiya zabitinin 2003 yılı ücretinin 1.620 TL, 2005 yılı ücretinin 1.749 TL olduğu, yıllık artışın %4 oranında gerçekleştiği, bu nedenle davacının uzakyol vardiya zabiti ünvanını alacağı 01.01.2006 tarihi itibari ile 2005 yılı ücretinin %4 fazlası olan aylık 1.819 TL düzeyinde maaş alabileceği, bu ücretin net asgari ücretin 4,78 katı olduğu, buna göre davacının 1.1.2006 tarihinden itibaren çalışma hayatının sonu olan 18.01.2041 tarihine kadar olan dönemdeki kazanç kaybının 4,78 katsayısı esas alınmak sureti ile hesaplanacağı belirtilmiş ve davacının bu döneme ilişkin kazanç kaybı 1.170.818,41 TL olarak belirlenmiştir. Rapor, bu hali ile hüküm vermeye yeterli değildir.
Bundan ayrı, davacının başka birinin sürekli bakımına muhtaç olması nedeniyle, bakıcı ücretine ilişkin zarar miktarının hesaplanmasında, hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunda bakıcı gideri hesaplanırken net yerine, brüt asgari ücret esas alınarak gerçek zarar miktarının belirlenmesi isabetsizdir.
O halde mahkemece; davacının 2006 yılı ve devamında uzakyol vardiya zabiti olarak alabileceği ücretin ilgili kurumdan sorularak tespit edilmesi, ondan sonra uzman bilirkişiden yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda kazanç kaybı ve bakıcı ücreti konusunda rapor aldırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamı uyarınca, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi; davacının kazanç kaybının 3.138.607,14 TL, tedavi giderlerinin 572.689 TL olmak üzere toplam 3.711.296,14 TL olduğunu bildirmiştir.
.....
Birleştirilen 2016/194 Esas sayılı davada davacı; Yargıtay bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporuyla tazminat miktarının belirlendiğini ileri sürerek; belirlenen tazminattan hava koşulları nedeni ile % 35 oranında indirim ve daha önce açılan dava ile talep edilen 1.579.675,85 TL"nin mahsubu ile bakiye kalan 832.666,24 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı..... tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; davalılardan ..., ....... (...) Vakfı yönünden asıl dava ile birleşen 2008/16 Esas ve 2010/403 Esas sayılı davalarda verilen kararlar kesinleştiği için yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden birleşen 2008/16 Esas ve 2010/403 Esas sayılı davaların kısmen kabulüne, birleşen 2016/194 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı dernek vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre; davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Asıl ve birleştirilen davalar, davalı derneğin maliki olduğu caminin minaresinin üzerine düşmesi sonucu davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece daha önce verilen 21/11/2013 tarihli karar, davalı yararına bozulmuş, davacı tarafın temyiz itirazları ise reddedilmiştir. Mahkemenin, bozulan kararında (birleşen 2008/16 Esas ile 2010/403 Esas sayılı davalar nedeniyle) davacı lehine 1.026.788,75 TL maddi ve 30.000 TL manevi olmak üzere toplam 1.056.788,75 TL tazminatın tahsiline hükmedilmekle, bu husus davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmuştur.
Buna göre, mahkemece; alınan bilirkişi raporu sonrasında ek dava olarak açılan ve iş bu dava ile birleştirilen 2016/104 Esas sayılı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle kabulüne karar verilerek davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalı ... Derneğinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp davalılar ... ve....verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
....