20. Hukuk Dairesi 2017/258 E. , 2017/2511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 28/03/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekili Av.... ve davalı ... Yönetimi vekili Av.... ile diğer taraftan davacılar vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 27.04.2010 tarihli dava dilekçesiyle, davacıların pay sahibi olduğu ...mahallesi 917 ada 3, 969 ada 1 ve 971 ada 1 parsel sayılı taşınmazların sırasıyla 37.632 m2, 14.336 m2 ve 5.376 m² bölümlerinin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/12/1979 gün ve 1972/1000-856 sayılı kararıyla tapusunun iptal edilip ... niteliğiyle Hazine adına tescil edildiğini, iptal edilen bölümler için ödeme yapılmadığını belirtilerek iptal edilen bölümlerin dava tarihi itibariyle değeri hesaplanarak, yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, harca esas olmak üzere 8000.-TL değer göstermiş, 03/04/2013 havale tarihli dilekçe ile tazminat miktarını 12.792.916,50.-TL olarak bildirmiştir.
Davalı Hazine, aleyhlerine açılan davanın husumet yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 8.706.421,50.-TL... mirasçılarına, 4.086.495,00.-TL ...’a ait olmak üzere 12.792.916,50.-TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hükmün, davalı idareler vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 28/04/2014 gün, 2013/17246-11533 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında “1) 4721 sayılı TMK"nın "sorumluluk" kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan Devlet sorumludur." Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, anılan yasal düzenleme nedeniyle Hazine hakkında açılan davanın kabulüne, ... Yönetimi hakkında açılan davanın ise husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2) Dosyada mevcut Kanlıca ... İşletme Şefliğinin 09.05.2011 tarihli yazısında, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen 917 ada 3, 971 ada 1 ve 969 ada 1 parsel sayılı taşınmazların 1940 yılında yapılan çalışmalarda ... tahdit sınırları içerisinde kaldığı, bu parseller üzerinde 6831 sayılı Kanunun 2 ve 2/B maddesi uyarınca uygulama yapılmadığı belirtilmiş ise de; 59 nolu ... Kadastro Komisyonunun yaptığı ve 10.02.1988 tarihinde askı ilâmına çıkan tahdit çalışmalarında, söz konusu bölgede 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca aplikasyon yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen dava konusu taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine ... sınırları dışına çıkarılan yerlerden olup olmadığı araştırılıp, söz konusu taşınmazların 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğunun tespit edilmesi halinde 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca işlem yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davalı ... Yönetimine yönelik davanın husumetten reddine, Hazineye yönelik davanın kabulüne, 8.706.421,50.-TL... mirasçılarına, 4.086.495,00.-TL ...’a ait olmak üzere 12.792.916,50.-TL’nin dava tarihinden işleyecek
yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/11/2015 gün ve 2015/10908-10316 sayılı bozma kararı özetle; "Mahkemece; davalının harçtan muaf olması sebebiyle ıslah talebinin harçsız olarak yapılabileceği kabul edilip taşınmazların dava tarihindeki değerleri dikkate alınarak hüküm kurulmuş ise de, mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
Davalı Hazine tarafından yargılama sırasında süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunulmamış olması nedeniyle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Somut olayda, Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin 31/12/1979 gün ve 1972/100-1979/856 sayılı kararı ile davacılar adına tapuda kayıtlı taşınmazların ... vasfında olduğu gerekçesiyle tapu kayıtlarının kısmen iptal edildiği, her ne kadar Devlet Ormanlarının özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişiler adına oluşturulduğu, daha sonra satış ve intikaller ile davacıların pay sahibi olduğu, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği, zararın tapunun iptaline ilişkin kararın kesinleştiği tarihte oluştuğu anlaşılmaktadır. Tapusu iptal edilen taşınmazların niteliği, arsa ya da arazi olup olmadığı 17.04.1998 gün 1996/3-1 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı ve Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 gün 1983/6122 sayılı kararı gözetilmek suretiyle belirlenmelidir.
Bundan ayrı, nispi karar ve ilâm harcına tabi davalarda davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah ile dava değerinin artırılması halinde artan dava değeri üzerinden karar ve ilâm harcının tamamlanması (ıslah harcı) gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 E., 2013/1625 K. sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde 8000.-TL olarak açıkladığı tazminat talebini, 02/04/2013 tarihli dilekçe ile 12.792.916,50.-TL’sına arttırmış ancak, ıslah harcını yatırmamıştır. Mahkemece ıslah harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." şeklindedir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve davacılar tarafından ıslah harcı tamamlandıktan sonra, davalı ... Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, Hazineye karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve ... Yöretimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece yargılamanın sonuçlandırıldığı 17/11/2016 günlü son oturumda kararın “Davanın kabulüne, 8.706.421,50.-TL... mirasçılarına, 4.086.495.-TL ..."a ait olmak üzere toplam 12.792.916,50.-TL nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine” biçiminde tefhim olunduğu; gerekçeli kararda ise, ”Davalı ... Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı Hazineye karşı açılan davanın kabulüne, 8.706.421,50.-TL... miraçılarına, 4.086,495.-TL ..."a ait olmak üzere toplam 12.792.916,50.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olması, 10.04.1992 tarih 91/7-92/4 sayılı İBBGK kararına göre mutlak bozma nedenidir. Bu nedenle; yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetimi ve Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.480,00"er TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazine ve ... Yönetimine verilmesine 28/03/2017 günü oybirliği ile karar verildi.