10. Hukuk Dairesi 2017/5776 E. , 2019/7285 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No : 2017/1296-2017/1353
İlk Derece Mahkemesi : Konya 3. İş Mahkemesi
No : 2013/467-2017/168
Asıl dava, rücuan tazminat istemine, karşı dava iş kazası olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle ilamında belirtilen gerekçelerle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı asıl dava davacısı karşı dava davalısı Kurum ile asıl dava davalısı karşı dava davacısı şirket vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, asıl dava davacısı karşı dava davalısı Kurum ile asıl dava davalısı karşı dava davacısı şirket vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu.
I-İSTEM:
Davacı vekili, Kurum sigortalılarından ..."nın davalıya ait iş yerinde çalışırken 03/06/2012 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucunda malul kaldığını, sigortalıya iş kazası nedeniyle 8.800,05 TL tedavi masrafı ve %31,3 sürekli iş göremezlik oranı nedeniyle de 51.312,45 TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla Kurum zararından 5.000,00 TL gelir ve 1.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere şimdilik toplam 6.000,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, cevap ve karşı dava (HMK.m.132) dilekçesinde 03/06/2012 tarihinde yaşanan kazanın iş kazası olmadığını ve iş kazası geçirdiği iddia olunun ..."nın müvekkili şirketin işçisi olmadığını, müvekkili şirketin denetim ve gözetim yetkisi olmadığını, hukuken sorumluluğu bulunmadığını, işyerinde iki kişinin aynı anda siparişe çıkma uygulaması bulunmadığını, ..."nın aracın hızını hava, yol ve trafik şartlarına uydurmadığı için kazaya sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ve ayrıca açtığı karşı dava ile ..."nın geçirdiği kazanın iş kazası olmadığının ve müvekkili şirket ile ... arasında kaza tarihi itibari ile işçi işveren ilişkisi bulunmadığının tespitine, aksine tesis edilen Kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kazada kusurunun olmadığını, müvekkili ..."ın davalı ve karşı davacı şirketin işçisi olduğunu, kazanın yaşandığı 03/06/2012 günü kaza saatine kadar işyerinde çalışmaya devam eden müvekkilinin gelen siparişi adrese teslim etmesi için görevlendirildiğini, kazanın yaşandığı saatte bu şirkette işçi olarak çalışan müvekkilinin işyeri ile ilişiğinin kesildiği iddiasının doğru olmadığını, zira olayın ertesi günü davalı işverence geriye dönük olarak müvekkilinin sigortalılığının sağlandığını, yine işverenin kazadan sonra müvekkili adına özel hastanelere fark ücreti ödediğini, kazanın müvekkili ve diğer çalışan ..."ın motorsiklet ile işyerine dönerken gerçekleştiğini ve ..."ın yine işyeri çalışanı ... tarafından evine bırakılması amacıyla motora bindiğinin doğru olmadığını, bunun sosyal güvenlik denetmenliği raporu ile belirlendiğini beyanla karşılık davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince, "Davalı karşılıklı davacı ... iletişim ltd. Şti"nin davasının subut bulmadığından REDDİNE,
SGK tarafından ... İletişim ltd şti aleyhinde açılan davanın KABÜLÜNE
Davalı iş veren 5510 sayılı yasanın 23/2 madde ve fıkrası uyarınca %85 oranında kusurlu edilerek dava edilen 5.000 TL peşin değerli gelire ilişkin alacağın 22.08.2013 tarihinden itibaren 1.000 TL tedavi gideri alacağının her bir ödeme ve sarf tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı-karşı davacı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde; "olayın iş kazası olmadığını, kaza geçiren kişi ile şirket arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, kazazedenin olaya bizzat kendisinin neden olduğunu, uygun nedensellik bağının kesildiğini, şirketin iş kazası nedeniyle sorumlu tutulamayacağını" belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde; "davalı şirketin tam kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, sigortalıya atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini" belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Davacı - karşı davalı Kurum vekilinin ve davalı-karşı davacı ... İletişim Kuy. Teks. Amb. İnş. Tic. Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı-karşı davacı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde; "olayın iş kazası olmadığını, kaza geçiren kişi ile şirket arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, kazazedenin olaya bizzat kendisinin neden olduğunu, uygun nedensellik bağının kesildiğini, şirketin iş kazası nedeniyle sorumlu tutulamayacağını" belirterek kararın temyiz incelemesi ile bozulmasını talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı Kurum vekili istinaf başvuru dilekçesinde; "davalı şirketin tam kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, sigortalıya atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini" belirterek kararın temyiz incelemsi ile bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Asıl dava davacısı karşı dava davalısı Kurum açtığı dava ile, 03.06.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir, ödenen yardımlar ile oluşan kurum zararının davalıdan tahsilini talep ettiği, asıl dava davalısı karşı dava davacısı şirket de cevap dilekçesi ile ...’nı ve SGK’nu davalı göstererek, rücuan tazminat davasına konu olayın iş kazası olmadığının, şirket ile karşı dava davalısı ... arasında kaza tarihinde işçi-işveren ilişkisinin olmadığının tespitini talep etmiştir.
Burada öncelikle irdelenmesi gereken husus, kurum tarafından açılan rücu davasına karşı, işveren şirket tarafından HMK 132. maddesi gereği karşı dava ile iş kazasının olmadığına dair tespit davası açılıp açılamağı hususudur.
Karşı davaya ilişkin hükümler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasası’nın 132-135 madderinde yer almıştır. Karşı davanın açılabilmesi için gerekli şartların düzenlendiği anılan yasanın 132. maddesi:
(1) Karşı dava açılabilmesi için;
a) Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması,
b) Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talep arasında takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması, şarttır.
(2) Belirtilen bu şartlar gerçekleşmeden karşı dava açılacak olursa, mahkeme, talep üzerine yahut resen, karşı davanın asıl davadan ayrılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.
(3) Karşı davaya karşı, dava açılamaz.” hükmüne amirdir.
Kanunun madde gerekçesinde de belirtildiği üzere asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması; karşı dava, niteliği gereği açılmış ve hâlen görülmekte olan bir davanın varlığını zorunlu kılar. Çünkü, açılmış ve hâlen görülmekte olan bir davanın davalısının cevap dilekçesinde, asıl davanın davacısına karşı, asıl davanın görüldüğü mahkemede bir dava açması hâlinde, ancak karşı davadan söz edilebilir. Karşı davada ileri sürülecek olan taleple, asıl davada ileri sürülen talep arasında, takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bunun dışında kalan bir başka bağlantının mevcut olması gerekir. Buradaki bağlantıdan maksat, asıl taleple karşı davada ileri sürülebilecek talebin, aynı yahut birbirine benzer sebeplerden doğmuş yahut biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek bir nitelikte bulunmasıdır.
Ayrıca maddenin ikinci fıkrasında ise bir davanın şartlarının gerçekleşmemesine rağmen karşı dava olarak açılması hâlinde, asıl davaya bakan mahkemenin talep üzerine yahut kendiliğinden karşı dava olarak açılan davanın, asıl davadan ayrılmasına ve gerekiyorsa o davaya ilişkin dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermesi gerektiği hususu hüküm altına alınmıştır. Böylelikle, karşı davanın kabule şayan olmadığı itirazı, bir ilk itiraz olmaktan çıkartılmış, koşulları oluşmadan bir karşı dava açılması hâlinde, mahkemenin talep üzerine yahut kendiliğinden ayırma kararı vererek, karşı dava olarak açılan davanın görevli mahkemesine gönderilmesinin sağlanması olanağı yaratılmak suretiyle, usul ekonomisi ilkesine de uygunluk sağlanmıştır. Aralarında hiçbir bağlantı bulunmayan davaların birlikte görülmesinin önüne geçilmiştir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler ışığında mahkemece somut olayda karşı dava açılabilmesi için HMK 132’de belirtilen şartların mevcut olmadığı, rücu davası ile iş kazasının olmadığının tespiti davası taraflarının aynı olmadığı gözetilmek suretiyle şirket tarafından açılan tespit davası tefrik edilmeli, işbu tespit davası bekletici mesele yapılıp kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre rücuan tazminat davası hakkında karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, asıl dava davacısı karşı dava davalısı Kurum ile asıl dava davalısı karşı dava davacısı şirket vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı-karşı davacı ... İletişim Kuy. Teks. Amb. İnş. ve Tic. Ltd. Şti."ye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.