12. Ceza Dairesi 2019/4050 E. , 2019/8321 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hükümler : 1- Hakaret suçundan dolayı TCK"nın 125/3-a, 125/4, 43/2. maddesi
yollamasıyla 43/1, 53/1-2-3, CMK’nın 307/4. maddeleri gereğince
mahkumiyet
2- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı TCK"nın 136/1, 43/2. maddesi yollamasıyla 43/1, 53/1-2-3, CMK’nın 307/4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hakaret ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 gün, 6-386; 30.11.2010 gün, 5-237; 29.05.2007 gün, 114-113; 26.05.2009 gün ve 50-130 sayılı ve benzer kararlarında vurgulandığı üzere; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/2, 232/6. maddeleri gereğince, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunludur. Bunlardan bir veya birkaçının eksik ya da hatalı gösterilmesi CMK"nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenini oluşturmaktadır. Bu bildirimlerdeki temel amaç, kanun yollarına başvuru hak ve yetkisi bulunanların, başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması ve bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
İncelenen dosyada; 05.08.2017 tarihli ve 30145 Mükerrer sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin 1. fıkrasındaki 15 günlük sürenin istinaf mahkemelerine ilişkin temyiz süresini düzenlediği, daha önce Yargıtay incelemesinden geçen dosyalara ilişkin temyiz süresinin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesine göre 1 hafta olduğu gözetilmeksizin, hüküm fıkrasında temyiz süresinin 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle sanığın yanıltıldığı anlaşıldığından, sanığın yüzüne karşı verilen 13.11.2018 tarihli hükümlere ilişkin 21.11.2018 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
TCK"nın 136/1. maddesinde bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken, anılan maddede, suç tarihinden sonra ve karar tarihinden önce 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle ceza miktarının iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak belirlenlenmiş olması karşısında, TCK"nın 7/2. maddesi gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun kararın gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmemiş ise de, asgari hadden uzaklaşılarak tayin edildiği açıklanan temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi nedeniyle yerel mahkemece suç tarihindeki lehe düzenleme uyarınca uygulama yapıldığı ve 6526 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişikliğin sanık aleyhine sonuç doğuracağı açıkça anlaşıldığından, bu husus bozma nedeni olarak kabul edilmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sübuta, savunma ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Bozma kararı öncesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı hükmedilen 1 yıl 10 ay 15 gün ve hakaret suçundan dolayı hükmedilen 1 yıl 14 ay 7 gün hapis cezalarına ilişkin ilk hükümlerin sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle sonuç ceza miktarlarının sanık lehine kazanılmış hak teşkil edeceği gözetilip, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 saylı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu açısından infazın 1 yıl 10 ay 15 gün ve hakaret suçu açısından 1 yıl 14 ay 7 gün hapis cezaları üzerinden yapılacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu bakımından 1412 saylı CMUK"un 326/son maddesi yerine 5271 sayılı CMK"nın 307/4. maddesi gereğince ve ilk hükümdeki 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasının sonuç ceza olarak belirlenmesi, hakaret suçu bakımından da 1412 saylı CMUK"un 326/son maddesi yerine 5271 sayılı CMK"nın 307/4. maddesi gereğince ve ilk hükümdeki 1 yıl 14 ay 7 gün hapis cezasında yer alan 14 ay, TCK"nın 61. maddesi dikkate alınmaksızın fazla cezaya ve kazanılmış hakkı ihlale neden olacak şekilde yıla dönüştürülüp, 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezasının sonuç ceza olarak tayin edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçuna ilişkin 1 numaralı bölümünün son paragrafındaki, “-Ancak Mahkememizin 2014/176 Esas-2014/211 Karar sayılı ilamı sadece sanık tarafından temyiz edilerek Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/11703 Esas-2017/870 Karar sayılı ilamı ile isteme aykırı bozulmuş olmakla, CMK"nın 307/4. maddesi gereğince yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacağından; sanığın neticeten 1 YIL 10 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” ibarelerinin, “Bozma kararı öncesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı hükmedilen 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin ilk hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle sonuç ceza miktarı sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiğinden, 1412 saylı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle infazın 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası üzerinden yapılmasına,” ve hüküm fıkrasının hakaret suçuna ilişkin 2 numaralı bölümünün son paragrafındaki, “-Ancak Mahkememizin 2014/176 Esas-2014/211 Karar sayılı ilamı sadece sanık tarafından temyiz edilerek Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/11703 Esas-2017/870 Karar sayılı ilamı ile isteme aykırı bozulmuş olmakla, CMK"nın 307/4. maddesi gereğince yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacağından; sanığın neticeten 2 YIL 2 AY 7 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” ibarelerinin, “Bozma kararı öncesi hakaret suçundan dolayı hükmedilen 1 yıl 14 ay 7 gün hapis cezasına ilişkin ilk hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle sonuç ceza miktarı sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiğinden, 1412 saylı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle infazın 1 yıl 14 ay 7 gün hapis cezası üzerinden yapılmasına,” ibareleri ile değiştirilmesi suretiyle, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan eleştirilen husus dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.