Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2448
Karar No: 2018/7281
Karar Tarihi: 21.05.2018

Hırsızlık - konut dokunulmazlığının ihlali - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2018/2448 Esas 2018/7281 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2018/2448 E.  ,  2018/7281 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEME KARARI : Çocuk Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet
    SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme

    Suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan yargılama sonucunda; hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün, aynı Yasa"nın 116/1, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 2.000,00 TL adli para cezası ve aynı Yasa"nın 151, 31/3 ve 62. maddelerine uyarınca 1.320,00 TL adli para cezası cezalandırılmasına ilişkin Kocaeli Çocuk Mahkemesi"nin 03/03/2014 tarih, 2014/10 Esas ve 2014/179 Karar sayılı kararının suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyizi üzerine;
    Yargıtay 17. Ceza Dairesi"nin 07/03/2018 tarih, 2016/15262 Esas ve 2018/2667 Karar sayılı kararıyla;
    Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Karar tarihinde başka suçtan hükümlü bulunan ve “Duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutulması” hususunda karar verilmemiş olan suça sürüklenen çocuğun, yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulmak suretiyle, CMK’nın 196/1. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, karar verilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 18.04.2018 tarih ve 2014/132231 sayılı yazısı ile;
    ANLATIM VE TALEP:
    "Suça sürüklenen çocuk ... hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07/01/2014 tarihli iddianamesiyle hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlamasıyla açılan kamu davası sonucunda aynı Yer Çocuk Mahkemesi"nin 03/03/2014 tarih, 2014/10 Esas ve 2014/179 Karar sayılı hükmüyle suça sürüklenen çocuğun hürriyeti bağlayıcı ceza ve adli para cezası ile mahkumiyetine karar verilip bu mahkumiyet hükmü müdafii tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmekle Başsavcılığımıza intikal etmiş ve 13/06/2015 tarihli tebliğname ile dosya Yüksek 17. Ceza Dairesi"ne gönderilmiştir.
    Dosyanın tevdi edildiği Yüksek 17. Ceza Dairesi, 07/03/2018 gün, 2016/15262 Esas ve 2018/2667 Karar sayılı ilamıyla;
    "... Karar tarihinde, başka suçtan hükümlü bulunan ve duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutulması hususunda karar verilmemiş olan suça sürüklenen çocuğun, yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulmak suretiyle, CMK"nın 196/1. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, ..." gerekçesiyle hükmün BOZULMASINA oybirliğiyle karar vermiştir.
    Başsavcılığımıza intikal eden ilam üzerinde yapılan inceleme sonucunda, BOZMA kararına açıklanacak gerekçelerle hükmün ONANMASI talebiyle sanık aleyhine olarak itiraz etme zorunluluğu doğduğu" belirtilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ:
    "İtiraza konu olayda Başsavcılığımız ile Yüksek 17. Ceza Dairesi arasında suçun subutuna, cezanın bireyselleştirilmesine dair bir uyuşmazlık olmayıp itiraz konusu, sanığın kısa kararın okunduğu oturuma getirilmemesinin savunma hakkının kısıtlanmasına yol açıp açmadığı hususuna ilişkin bulunmaktadır.
    Yargılamaya ve itiraza konu somut olay incelendiğinde;
    Suça sürüklenen çocuğun talimat yoluyla savunmasının alındığı Sincan Çocuk Mahkemesi"nin 19/02/2014 tarihli talimat duruşma zaptı incelendiğinde, yasal haklarının ayrıntılı bir şekilde hatırlatıldığı,savunmaya hazır olduğunu beyan ederek savunmasını yaptığı görülmekte, esas mahkemesinde duruşmalara katılmak istediğine, ifadesini orada vermek istediğine, talimat yoluyla savunma yapmayacağına dair bir beyanının olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz dilekçesinde de, Kocaeli İlindeki mahkemede duruşmalara katılmak istediği halde, götürülmediğine, savunma yapamadığına veya savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin bir şikayeti olmamıştır.
    Sanık hazır olmaksızın duruşma yapılamayacağı kuralını düzenleyen 5271 sayılı CMK’nın “Sanığın duruşmada hazır bulunmaması” başlıklı 193. maddesinin birinci fıkrası; “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir” hükmünü amir olup, bu kuralın istisnai halleri ise aynı maddenin ikinci fıkrasında; “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir”,
    194. maddenin ikinci fıkrasında; “Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir”,
    “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” başlıklı 196. maddesi ise;
    “(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
    (2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet Savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet Savcısı ile müdafiinin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
    (3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
    (4) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.
    (5) Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.
    (6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce duruşma açılarak veya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir” biçiminde düzenlenmiştir.
    Maddenin birinci fıkrasında, mahkemece sorgusu yapılmış olmak şartıyla sanığın veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hallerde müdafiinin istemi ile duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutulabileceği kabul edilmiş,
    Beşinci fıkrasında ise, hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak şartıyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebileceği düzenlenmiştir.
    Her iki fıkrada da sanığın sorgusunun yapılmış olması hali bağışık tutulmanın şartı olarak belirtilmiş, ancak sanığın sorgusunun ne şekilde yapılacağı hususunda iki fıkrada da herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olup, bu konu maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.
    Bu düzenlemeye göre, alt sınırı beş yıldan az hapis cezasını gerektiren bir suçtan yargılanan sanığa, sorgusundan önce ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulduktan sonra istinabe suretiyle sorguya çekilebilecektir. Alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı ise sanıkların sorgusunun mutlaka yargılamayı yapan mahkemece gerçekleştirilmesi zorunludur.
    Yüksek Ceza Genel Kurulu"nun 2014/449 Esas ve 2017/32 sayılı kararında bu konu tartışılmış ve "Aynı yargı çevresinde yer alan ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve esas mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın yokluğunda duruşmaya devamla, davanın bitirilmesi ve hüküm verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğindedir." şeklinde "aynı yargı çevresi içerisinde başka suçtan hükümlü bulunan sanığın duruşmaya getirilmemesi savunma hakkının ihlali olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Ancak, farklı yargı çevresi içerisinde, olayımızda olduğu gibi, talimat yasağı bulunmayan üst sınırı 5 yıldan da az olan bir suçun yargılaması için, sorgusu yapılan sanığın hüküm duruşmasına getirilmesine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
    Yargıtay 13. Ceza Dairesi de, itiraz konumuzla aynı suça ilişkin yargılama sonrası verilen karara temyiz incelemesinde, 26/02/2018 gün, 2016/11621 Esas ve 2018/2670 sayılı kararında "Aşamalarda alınan sanık savunması ve temyiz isteminde esas mahkemesinde savunma yapmak istediğine dair herhangi bir beyan ya da talebin bulunmadığının anlaşılması" gerekçesiyle başka mahkemede alınan savunmada usule aykırılık görmemiştir.
    Bu sebeplerle; sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından ONANMASI talebiyle itiraz zorunluluğu doğduğu" belirtilmiştir.
    SONUÇ VE İSTEM: Açıklanan gerekçelerle;
    "Yüksek Yargıtay 17. Ceza Dairenizin 07/03/2018 gün, 2016/15262 Esas ve 2018/2667 Karar sayılı BOZMA kararının kaldırılarak, Kocaeli Çocuk Mahkemesi"nin 03/03/2014 tarih, 2014/10 Esas ve 2014/179 Karar sayılı hükmünün ONANMASI, itiraz kabul edilmediği takdirde dosyanın itiraz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Ceza Genel Kurulu Başkanlığına tevdii itirazen saygıyla arz ve talep olunur." şeklinde istemde bulunulması üzerine dosya dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü;
    İTİRAZIN KAPSAMI;
    Suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 116/1 ve 151. maddelerinde düzenlenen suçlardan yargılanıp talimat mahkemesince usule uygun olarak dinlenip mahkum olduğu, mahkemenin 03/03/2014 tarihli karar celsesinde farklı yer cezaevinde başka suçtan hükümlü olması nedeniyle yokluğunda karar verildiği ancak yargılandığı suçlardaki ceza miktarı, suça sürüklenen çocuğun esas mahkemesinde savunma vermek istediğine ilişkin bir beyanının olmaması ve müdafiinin de savunma haklarının kısıtlandığına ilişkin bir anlatımının olmaması nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında Dairemizin 5271 sayılı CMK"nın 196. maddesine aykırılık sebebiyle verilen bozma kararının kaldırılması talep edilmiştir.
    KARAR;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.04.2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı ilamı uyarınca suça sürüklenen çocuğun vareste tutulmaya ilişkin bir talebinin olmadığı ve mahkemenin 03/03/2014 tarihli karar celsesinde farklı yer cezaevinde başka suçtan hükümlü olmasına rağmen yokluğunda karar verilmesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 196. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmıştır.
    Dairemizin anılan kararında usul ve Yasa"ya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 18/04/2018 tarih ve 2014/132231 sayılı itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE,
    Dairemizin 07.03.2018 tarih, 2016/15262 Esas ve 2018/2667 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA YER OLMADIĞINA, itirazın incelenmesi için dosyanın 5271 sayılı CMK’nın 308/2. maddesi uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığı"na GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi