
Esas No: 2016/329
Karar No: 2016/3202
Karar Tarihi: 01.03.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/329 Esas 2016/3202 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle, davalılardan ... ve ... aleyhine açılan davaların açılmamış sayılmasına, 569.962.46 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan ... ... Tic. A.Ş. ile .... Ltd. Şti"den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi, davacılar vekilince duruşmaşız, davalılardan ....Tic. A.Ş. vekilince de duruşmalı olarak talep edilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için .../09/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü .... A.Ş. adına ... ile vekili Av.... ve davacı ... ile vekili Av.... geldiler. Diğer davalılar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan asillerin ve Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve eksikliğin ikmali açısından geri çevrilmesine karar verilen dava dosyası yeniden Dairemize gelmiş ve 06/01/2016 tarihinde esasa kaydedilmiş olmakla dosya üzerinde yeniden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
...Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekili ile davalı .... A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
...Dava ....06.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacıya, işvereni ve hak alanını ilgilendirdiği için .... Başkanlığını hasım göstererek sürekli iş göremezlik oranının tespiti davası açması için süre verilerek, tespit davası sonucu belirlenen sürekli iş göremezlik oranına göre Kurum tarafından gelir bağlanmasını takiben tazminatın belirlenmesi gerektiğine ilişkin Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada sigortalının Eşi ve çocuklar tarafından açılan manevi tazminat istemli dava ile sigortalı tarafından bozma sonrasında açılan maddi tazminat istemli ek davalarında görülmekte olan dava ile birleştirilmesinden sonra, yapılan yargılama sonunda, gerçek kişi davalılara yönelik davanın açılmamış sayılmasına, sigortalının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi zararı karşılandığından karar verilmesine yer olmadığına, Eş ve Çocukların birleşen dava konusu manevi tazminat istemleri ile sigortalının birleşen dava konusu maddi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalılardan ...Tic AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekilinin; eş ve çocukların manevi tazminat istemlerine ilişkin birleşen davada olay tarihinden faiz istemleri olduğu, bunun gerekçeli kararda belirtilmesi gerektiği yolundaki talepleri üzerine Mahkemece “05.05.2001 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte” sözcüklerinin hüküm fıkrasının 4. Bendine ilave edilmesi suretiyle kararın tashihine karar verildiği, temyiz edilmediği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Hükmün tavzihini düzenleyen HMK"nun 305.maddesinde hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması, yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği, hükmün tashihini düzenleyen HMK"nun 304.maddesinde ise hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri hataların mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği bildirilmiştir. Aynı Yasanın 294-298.maddelerine göre hakim hükmü vermekle o davadan elini çekmiş olur ve yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça daha önce verilen kararın dışına çıkılacak biçimde, taraflardan birinin sorumluluğunu azaltamaz veya artıramaz.
Hükümlerin tashihi veya tavzihi bu kuralın dışında değildir. Hal böyle olunca da Mahkemece bu kuralın genişletilmesi yoluyla eş ve çocukların manevi tazminat istemine ilişkin birleşen davada hüküm altına alınan manevi tazminatlara faize karar verilmek suretiyle hüküm fıkrasına ilave yapılması ve böylece yeni bir hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
...Mahkemece taraflar arasında görülen ve kesinleşen tespit davasında belirlenen %100,00 oranındaki sürekli iş göremezlik esas alınarak davacının maddi zararının belirlendiği görülmektedir.
... Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Daire Başkanlığı’nın ve davalı tarafça yapılan itiraz üzerine, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun davacının iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik oranını % 62,00 olarak belirlediği, Kontrol kaydının bulunmadığı, davalı itirazı üzerine dosyanın gönderildiği Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ........2006 günlü raporu ile Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun ise ....06.2010 günlü raporu ile sürekli iş göremezlik oranının %100,00 olarak belirtildiği ve davacının sürekli iş göremezlik oranının %100 olduğuna ilişkin ... . İş Mahkemesinin 2009/804E, 2010/644K sayılı ilamının Dairemiz denetiminden geçerek kesinleştiği ve davacı yararına maddi tazminatın % 100 oranındaki sürekli iş göremezlik esas alınarak belirlendiği uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık davacının maddi ve manevi tazminatının belirlenmesinde esas alınması gereken sürekli iş göremezlik oranının, davacının itiraz etmediği % 62,00 mi yoksa davalı itirazı üzerine belirlenen ve Dairemiz bozma ilamı üzerine açılan ve kesinleşen maluliyetin tespiti davası ile tespit edilen % 100,00 sürekli iş göremezlik oranı mı olacağı, giderek davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü, “usuli kazanılmış hak” kavramının açıklanmasını ve açıklanan olgular karşısında somut olay ve taraflar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesini gerekli kılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2. maddesinde açıklanan "Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir" hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (9.5.1960 gün ve .../9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK.nun ....01.2004 gün, 2004/...-44 E, ... K.).
Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ....07.2006 gün ve ... sayılı, ....05.2006 gün ve 2006/...-... sayılı ve ....05.2006 gün ve ... sayılı ilamı).
Somut olayda, sürekli iş göremezlik oranının %62,00 olarak tespit edildiği ... .... Başkanlığı kararına davacı itiraz etmemiş ve böylece itiraz etmediği sürekli iş göremezlik oranı davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur.
Hal böyle olunca davalı itirazı üzerine yapılan inceleme ve davalı yararına yapılan bozma sonrasında davacı tarafından açılan maluliyetin tespiti davası sonucu belirlenen % 100,00 sürekli iş göremezlik oranının maddi ve manevi tazminatın belirlenmesinde hükme esas alınması davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olup bozma nedenidir.
Her ne kadar davacının sürekli iş göremezlik oranının taraflar arasında görülen ve kesinleşen ilamla %100 olduğu belirlenmiş ise de görülmekte bulunan davanın tazminat davası olmasına, maluliyetin tespiti davasının bu dava bakımından kesin hüküm oluşturmamasına göre usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturan bir durumun söz konusu olmadığı da ortadadır.
...Sigortalının ek dava konusu maddi tazminat siteminin kısmen kabulüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında; zamanaşımı süresi gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu"nun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren ... yıldır.
Somut olayda, davacı uyulan bozma sonrasında 01.02.2011 tarihli ek dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000,00-TL maddi tazminat istemli olarak ek dava açmış, ek davanın görülmekte olan dava ile birleştirilerek sürdürülen yargılamada 07.01.2015 tarihinde ek dava konusu maddi tazminata ilişkin istemini ıslah suretiyle 644.806,...-TL artırmıştır. Davacının ek dava konusu maddi tazminatın artırımına yönelik ıslahı üzerine, davalı ...Tic AŞ vekili tarafından süresinde zaman aşımı def-i ileri sürülmüş ve mahkemece davacının ek dava konusu maddi tazminat istemi ile ilgili olarak karar verilirken ıslah konusu maddi tazminat istemi de dikkate alınmıştır.
Uyuşmazlık bu tür davalarda gerek yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince uygulanmakta olan ... yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Dava konusu olayda T11 ve T12 omurlarında kırık sonucu 08.....2002 ve 07.03.2003 tarihli raporlara göre 04.02.2002 tarihinde sürekli iş göremez duruma giren davacı bakımından değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı giderek olayla birlikte zararın öğrenildiği ortadadır. Bu duruma göre 05.05.2001 olay tarihine göre 07.01.2015 ıslah tarihinde yasanın öngördüğü ... yıllık sürenin geçtiği açıktır.
Hal böyle olunca, ek dava konusu maddi tazminat isteminin artırılmasına ilişkin ıslah üzerine, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def"i nin kabul edilerek ek davada ıslahla artırılan maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, ıslah konusu miktarı da kapsar biçimde ek dava konusu maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle ıslah konusu maddi tazminat isteminin zaman aşımına uğradığından reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
4-HMK’nun 323 ve devamı maddeleri gereğince, davanın kısmen reddi halinde reddolunan bölüm üzerinden vekille temsil edilen davalı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin .... Maddesi dikkate alınarak avukatlık ücretine karar verilmesi gerekir. Öte yandan maddi tazminat isteminin kısmen reddinin dava açıldığı tarihte davacı tarafça bilinebilmesi mümkün olmayan veya sonradan ortaya çıkan nedenlerden kaynaklandığı durumlarda, davanın reddolunan bölümü üzerinden davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmeyeceği Dairemizin yerleşik uygulamalarındandır.
Somut olayda maddi tazminat isteminin kısmen reddi mahkemenin takdir hakkını kullanması gibi önceden bilinebilmesi mümkün olmayan ya da sonradan ortaya çıkan nedenlerden kaynaklanmamaktadır. Hal böyle olunca reddolunan bölüm üzerinden tarifenin13. Maddesi dikkate alınarak davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmek gerekirken, maddi tazminat isteminin yüksek oranda ıslah edilmesinin davacının kusurundan kaynaklanmadığından bahisle maddi tazminatın ret edilen kısmı yönünden davalılar lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekili ile davalılardan ...AŞ vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacılar ile davalılardan ...A.Ş. yararına takdir edilen ...100.00TL. duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 01/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.