Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2378
Karar No: 2018/7284
Karar Tarihi: 21.05.2018

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2018/2378 Esas 2018/7284 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2018/2378 E.  ,  2018/7284 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEME : Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet
    SUÇ : Hırsızlık

    Sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda; hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin Tarsus 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/02/2014 Tarih, 2013/307 Esas ve 2014/123 Karar sayılı kararının sanık ..."nün temyizi üzerine;
    Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 21/02/2018 Tarih, 2015/27411 Esas ve 2018/2126 Karar sayılı kararıyla;
    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    1-UYAP sorgusunda karar tarihinde Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü bulunduğu anlaşılan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi bulunmayan sanık ..."nün, kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 196. maddesine aykırı davranılması,
    2-Sanık ...’nün savunmasının Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesince 18.07.2013 tarihinde talimat yoluyla alındığı, talimat ile alınan savunmasında duruşmalardan vareste tutulmak isteyip istemediğinin sorulmaması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nün temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, karar verilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 29.03.2018 Tarih ve 2014/276543 sayılı yazısı ile;
    ANLATIM VE TALEP:
    "Sanık ... hakkında Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 06/06/2013 tarihli iddianamesiyle hırsızlık suçlamasıyla açılan kamu davası sonucunda, Tarsus 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/06/2014 tarih ve 2013/307 Esas ve 2014/123 karar sayılı hükmüyle sanığın TCK"nın 142/1-b, 53 maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilip bu mahkumiyet hükmü sanık tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmekle Başsavcılığımıza intikal etmiş ve 27/10/2015 tarihli tebliğname ile ONAMA talebiyle dosya Yüksek 17. Ceza Dairesine gönderilmiştir.
    Dosyanın tevdi edildiği Yüksek 17. Ceza Dairesi, 21/02/2018 gün, 2015/27411 Esas, 2018/2126 Karar sayılı ilamıyla;
    "... 1-UYAP sorgusunda karar tarihinde Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü bulunduğu anlaşılan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi bulunmayan sanık ..."nün, kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 196. maddesine aykırı davranılması,
    2-Sanık ...’nün savunmasının Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesince 18.07.2013 tarihinde talimat yoluyla alındığı, talimat ile alınan savunmasında duruşmalardan vareste tutulmak isteyip istemediğinin sorulmaması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nün temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ..." oybirliğiyle karar vermiştir.
    Başsavcılığımıza intikal eden ilam üzerinde yapılan inceleme sonucunda, BOZMA kararına açıklanacak gerekçelerle hükmün ONANMASI talebiyle sanık aleyhine olarak itiraz etme zorunluluğu doğduğu" belirtilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ:
    "İtiraza konu olayda Başsavcılığımız ile Yüksek 17. Ceza Dairesi arasında suçun subutuna, cezanın bireyselleştirilmesine dair bir uyuşmazlık olmayıp itiraz konusu, sanığın kısa kararın okunduğu oturuma getirilmemesinin ve talimat yoluyla savunması alınırken duruşmadan vareste tutulmak isteyip istemediğinin sorulmamış olmasının savunma hakkının kısıtlanmasına yol açıp açmadığı hususuna ilişkin bulunmaktadır.
    Yargılamaya ve itiraza konu somut olay incelendiğinde; çok sayıda benzer suçtan adli sicil hükümlülük kaydı bulunan sanığın, olay günü şehir merkezi Tarsu AVM de kuyumculuk alanında faaliyet gösteren işyerine müşteri gibi gelerek altın baktığı bu sırada da tezgah üzerine çıkarttırdığı Yusufcuk tabir edilen 3.20 gr ağırlığındaki kolyeyi farkettirmeden alarak kaçtığı, yapılan şikayet ve soruşturma üzerine de hakkında açılan kamu davası ve yapılan yargılama ile mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    06/06/2013 tarihli iddianame ile sanık hakkında açılan kamu davası üzerine 10/06/2013 tarihli tensip zaptı tanzim edilerek iddianame kabul edilmiş ve yargılamaya başlanmış olup tensip zaptının 1.fıkrasında sanık adına Asliye Ceza mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, 20/11/2013 tarihli bir sonraki celsede talimat yazısına cevap verildiğinin görüldüğünün duruşma zaptına yazıldığı görülmektedir. Bu celseden sonraki celselerde, sanık ile ilgili herhangi başkaca bir işlem yapılmadığı ve 06/02/2014 tarihli hüküm celsesinde yokluğunda mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Sanığın talimat yoluyla savunmasının alındığı Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/07/2013 tarihli talimat duruşma zaptı incelendiğinde, yasal haklarının ayrıntılı bir şekilde hatırlatıldığı, sanığın da müdafii istemediğini, delillerini ifadesinde belirteceğini, açıklamada bulunmaya hazır olduğunu beyan ederek savunmasını yaptığı görülmekte, esas mahkemesinde duruşmalara katılmak istediğine, ifadesini orada vermek istediğine, talimat yoluyla savunma yapmayacağına dair bir beyanının olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim, sanığın bizzat kaleme aldığı 20/02/2014 tarihli temyiz dilekçesinde de asıl mahkemesindeki duruşmalara katılmak istediği halde götürülmediğine, savunma yapamadığına veya savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin bir şikayeti olmamıştır.
    Sanık hazır olmaksızın duruşma yapılamayacağı kuralını düzenleyen 5271 sayılı CMK’nın “Sanığın duruşmada hazır bulunmaması” başlıklı 193. maddesinin birinci fıkrası; “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir” hükmünü amir olup, bu kuralın istisnai halleri ise aynı maddenin ikinci fıkrasında; “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir”,
    194. maddenin ikinci fıkrasında; “Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir”,
    “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” başlıklı 196. maddesi ise;
    “(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
    (2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
    (3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
    (4)Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.
    (5) Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.
    (6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce duruşma açılarak veya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir” biçiminde düzenlenmiştir.
    Maddenin birinci fıkrasında, mahkemece sorgusu yapılmış olmak şartıyla sanığın veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hallerde müdafiinin istemi ile duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutulabileceği kabul edilmiş,
    Beşinci fıkrasında ise, hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak şartıyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebileceği düzenlenmiştir.
    Her iki fıkrada da sanığın sorgusunun yapılmış olması hali bağışık tutulmanın şartı olarak belirtilmiş, ancak sanığın sorgusunun ne şekilde yapılacağı hususunda iki fıkrada da herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olup, bu konu maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.
    Bu düzenlemeye göre, alt sınırı beş yıldan az hapis cezasını gerektiren bir suçtan yargılanan sanığa, sorgusundan önce ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulduktan sonra istinabe suretiyle sorguya çekilebilecektir. Alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı ise sanıkların sorgusunun mutlaka yargılamayı yapan mahkemece gerçekleştirilmesi zorunludur.
    Yüksek Ceza Genel Kurulu"nun 2014/449 Esas ve 2017/32 sayılı kararında bu konu tartışılmış ve "Aynı yargı çevresinde yer alan ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve esas mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın yokluğunda duruşmaya devamla, davanın bitirilmesi ve hüküm verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğindedir." şeklinde "Aynı yargı çevresi içerisinde başka suçtan hükümlü bulunan sanığın duruşmaya getirilmemesi savunma hakkının ihlali olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ancak, farklı yargı çevresi içerisinde, talimat yasağı bulunmayan üst sınırı 5 yıldan da az olan bir suçun yargılaması için, sorgusu yapılan sanığın hüküm duruşmasına getirilmesine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Keza, Yüksek Dairenin (2) numaralı bozma sebebinde belirtilen talimat yoluyla alınan savunma sırasında, duruşmalardan vareste tutulmak isteyip istemediğinin sanığa sorulmaması, hükmün bozulmasını gerektirecek mahiyette bir usuli eksiklik değildir. Zira, sanığın bu yönde hiçbir talebi veya temyizi bulunmamaktadır.
    Yargıtay 13. Ceza Dairesi de itiraz konumuzla aynı suça ilişkin yargılama sonrası verilen karara temyiz incelemesinde, 26/02/2018 gün, 2016/11621 Esas ve 2018/2670 sayılı kararında "Aşamalarda alınan sanık savunması ve temyiz isteminde esas mahkemesinde savunma yapmak istediğine dair herhangi bir beyan ya da talebin bulunmadığının anlaşılması" gerekçesiyle başka mahkemede alınan savunmada usule aykırılık görmemiştir.
    Bu sebeplerle; sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından ONANMASI talebiyle itiraz zorunluluğu doğduğu" belirtilmiştir.
    SONUÇ VE İSTEM: Açıklanan gerekçelerle;
    "Yüksek Yargıtay 17. Ceza Dairenizin 21/02/2018 gün, 2015/27411 Esas ve 2018/2126 Karar sayılı BOZMA kararının kaldırılarak, Tarsus 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/02/2014 tarihli, 2013/307 Esas ve 2014/123 karar sayılı hükmünün ONANMASI, itiraz kabul edilmediği takdirde dosyanın itiraz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Ceza Genel Kurulu Başkanlığına tevdii itirazen saygıyla arz ve talep olunur." şeklinde istemde bulunulması üzerine dosya dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü;
    İTİRAZIN KAPSAMI;
    Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 142/2-b. maddesinde düzenlenen suçtan dava açıldığı, aynı Yasa"nın 142/1-b maddesinden cezalandırıldığı, talimat mahkemesince usule uygun olarak dinlendiği, mahkemenin 06/02/2014 tarihli karar celsesinde farklı yer cezaevinde başka suçtan hükümlü olması nedeniyle yokluğunda karar verildiği ancak yargılandığı suçtaki ceza miktarı ve sanığın esas mahkemesinde savunma vermek istediğine ilişkin bir beyanının olmaması nedeniyle sanık hakkında Dairemizin 5271 sayılı CMK"nın 196. maddesine aykırılık sebebiyle verilen bozma kararının kaldırılması talep edilmiştir.
    KARAR;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.04.2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı ilamı uyarınca sanığın vareste tutulmaya ilişkin bir talebinin olmadığı ve mahkemenin 06/02/2014 tarihli karar celsesinde farklı yer cezaevinde başka suçtan hükümlü olmasına rağmen yokluğunda karar verilmesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 196. maddesi uyarınca sanığın savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmıştır.
    Dairemizin anılan kararında usul ve Yasa"ya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2018 tarih ve 2014/276543 sayılı itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE,
    Dairemizin 21.02.2018 tarih ve 2015/27411 Esas ve 2018/2126 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA YER OLMADIĞINA, itirazın incelenmesi için dosyanın 5271 sayılı CMK’nın 308/2. maddesi uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurul Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi