Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6394
Karar No: 2018/10016
Karar Tarihi: 15.10.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/6394 Esas 2018/10016 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/6394 E.  ,  2018/10016 K.

    "İçtihat Metni"

    ....
    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, çocukları küçük ......kuyuya su almaya gittiğini, kuyunun yanındaki trafo kabininin kapısının açık olması ve dışarıda çıplak kabloların bulunması nedeniyle, çocuğun elektrik akımına kapılarak, vefat ettiğini, davalının kusursuz sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere baba Vehbi için 500.00.- TL maddi, 10.000.00.-TL manevi, anne Hacire için 500.00.-TL maddi, 10.000.00.-TL manevi, kardeşler......f için 5.000.00.- er TL manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar, 06/04/2016 tarihli ıslah dilekçeleri ile maddi tazminat açısından talep sonucunu 99.637.68.- TL ye yükseltmişlerdir .
    Davalı, sorumlu olmadığını, nedensellik bağının bulunmadığını, anne ve babanın kusurlu olduğunu, talebin yüksek olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir .
    Mahkemece, Davanın kısmen kabulü ile;
    Davacı anne ... için 54.279,38 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile iş bu davacıya verilmesine,
    Davacı baba ... için 45.358,30 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile iş bu davacıya verilmesine,
    Davacı vekilinin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile iş bu davacıya verilmesine karar verilmiş ,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, ne kadarının reddedildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
    .....
    Somut olayda, mahkemece; davacıların her birinin manevi tazminat talebinin ne kadarının kabul edildiği ayrı ayrı belirtilmemiştir. Karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir. Anılan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir .
    2-) 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası’nın 69’uncu ve mülga 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 58’inci maddelerinde “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi ) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
    Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
    Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak belirlenmiştir.
    Buna göre, elektrik iletim direkleri de maddede belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik iletim direklerinin sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.
    Bunun yanında; TBK"nun 51/1. (BK"nun 43/1) maddesinde; "Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler." hükmü getirilmiştir.
    Buna göre; zararın kapsamının tayininde, zarar görenlerin de zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir. Zira; TBK"nın 52/1. (BK m.44/1) maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
    Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 5.maddesinde; Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
    Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır.
    Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 27.maddesinde; Tesislerin ve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir.
    Düzenlemeleri yer almaktadır.
    Somut olayda, mahkemeye sunulan ve elektrik mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda davalının olay nedeni ile tam kusurlu olduğu belirtilmiştir . 19/06/1998 doğumlu olan küçük .....03/09/2013 tarihinde babası davacı ... ile birlikte köyün içme suyunu karşılayan kuyuya su almak için gittiği, su deposuna elektrik sağlayan trafodan
    ......
    akıma kapıldığı, yaşamını yitirdiği anlaşılmaktadır.....eden kişinin on beş yaşında bir çocuk olduğu, olay sırasında davacı babası yanında olduğu halde hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda ailenin çocuğu elektrik ve olası tehlikeleri yönünden aydınlatıp aydınlatmadığı, uyarıp uyarmadığı, bölüşük kusurları olup olmadığı hiç tartışılmamıştır . Ölüm olayının meydana gelmesindeki bölüşük kusur ise uzmanlık gerektiren ,teknik bir konu olduğundan hakimin hukuki bilgisi ile aydınlatabileceği bir konu değildir.Diğer bir anlatım ile bilirkişi raporunu benimseyen mahkeme, davacılar anne ve babanın bölüşük kusuru konusunu ancak uzman bilirkişi raporu ile tespit edebilecektir. Bu nedenle ailenin olası bölüşük kusuru konusunu aydınlatmayan bilirkişi raporu dayanak alınarak hüküm oluşturulması bozmayı gerektirmiştir.
    Mahkemece; davalı kurum açısından, yapı malikinin sorumluluğuna ilişkin; davacılar açısından ise, olaydaki bölüşük kusurlarına ilişkin değerlendirmeler içeren, .... maddelerine göre somut olayı aydınlatan, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların kusur oranlarının da gerekçeleriyle belirtildiği, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan bilirkişi raporu alınarak, varılacak sonuca göre infazda tereddüt oluşturmayan bir hüküm kurulması gerekirken; eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    3-) Diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir .
    SONUÇ:Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 3.bentte yazılı nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    ......



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi