
Esas No: 1992/3435
Karar No: 1993/1842
Karar Tarihi: 26.04.1993
Danıştay 4. Daire 1992/3435 Esas 1993/1842 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı şirket, 1988/3, 4, 5 ve 6.aylara ilişkin ödediği gelir (stopaj) vergileriyle ilgili olarak hesaplanan ve ödenen gecikme zammının iadesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali isteğiyle dava açmıştır. Vergi Mahkemesi, davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Ancak Yargıtay, gecikme zammının iadesi talebinin reddine ilişkin işlemin vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler için geçerli olmayan bir maddeye dayandığına dikkat çekmiş ve davacının açtığı davanın süreaşımı nedeniyle reddedilmesi kararının hatalı olduğunu belirtmiştir.
Detaylı Kanun Maddeleri:
- 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu, düzeltme hükümleri
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 10 ve 11. maddeleri (10.4.1990'da yürürlüğe giren son fıkraları dahil)
- 3622 Sayılı Kanunla Değiştirilen İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2 ve 3. fıkraları
- 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 1842
Esas Yılı : 1992
Esas No : 3435
Karar Tarihi : 26/04/993
HAKSIZ ÖDENDİĞİ İLERİ SÜRÜLEN GECİKME ZAMMININ İADESİ İSTEMİYLE İDAREYE YAPILAN BAŞVURUNUN REDDEDİLMİŞ SAYILDIĞI TARİHTEN İTİBAREN 30 GÜN İÇİNDE AÇILAN DAVANIN İNCLENMESİNDE SÜRE AŞIMI YÖNÜNDEN BİR SAKINCA BULUNMADIĞI HK.
Davacı şirketin 1988/3,4,5,6.aylarına ilişkin gelir (stopaj) vergileri ile ilgili olarak aslı gibi addolunup hesaplanan ve ödenen gecikme zamlarının red ve iadesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir. Vergi Mahkemesi 4.2.1992 günlü dilekçe ile, 27.9.1991 gününde ödenen uyuşmazlık konusu gecikme zammının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümlerine göre ret ve iadesi talebinde bulunulduğu cevap verilmemesi üzerine dava açıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı Kanunla değişik 10. ve 11.maddelerinin 10.4.1990 gününde yürürlüğe giren son fıkraları gereğince vergi mahkemelerinde bu maddelerin uygulanma olanağının bulunmadığı, gecikme zammının vergi dairesinden ret ve iadesi talebinde bulunulmasının tahsil tarihinden itibaren 30 gün olan dava süresini değiştirmediği, olayda fuzulen ödendiği iddia olunan gecikme zammının 27.9.1991 gününde tahsil edildiği, buna göre 4.5.1992 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle süreaşımı yönünden davanın reddine karar vermiştir. Davacı şirket, 4.2.1992 günlü dilekçeye vergi dairesince bir cevap verilmediğini, davaaçma süresinin buna göre hesabedilmesi gerektiğini ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10.maddesinin 1.fıkrasında ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, 3622 sayılı Kanunla değişik 2. ve 3.fıkralarında da, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre, Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, bu madde hükümlerinin vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlülüklerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı öngörülmüştür.
Dava konusu edilen gecikme zammı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun maddeleri uyarınca hesaplanıp tahsil edildiğinden, anılan maddenin son fıkrasında sözü edilen vergi, resim, harç veya bunlara bağlı zam olarak nitelendirilemez. Bu maddenin sonunda getirilen yasaklayıcı hüküm vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin tahsilinden veya bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklara ilişkin olduğundan haksız ödendiği ileri sürülen gecikme zammının iadesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddi yolundaki işlemin bu madde hükümleri çerçevesinde idari davaya konu edilmesine bir engel olmaması gerekir.
Fazla tahsil edilen gecikme zammının iadesi talebinin reddedilmiş sayıldığı tarihden itibaren 30 gün içinde açılan davanın mahkemece incelenmesinde süreaşımı yönünden bir sakınca bulunmamaktadır. Buna rağmen mahkemenin süreaşımı nedeniyle davanın reddi yönünde verdiği kararda isabet görülmemiştir.
Bu nedenle davacı temyiz istemi veçhile ...Vergi Mahkemesinin … günlü ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.