3. Hukuk Dairesi 2018/3786 E. , 2018/10066 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 16.10.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalılar vekili .....ile davacı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılardan...... tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, tarafların 10/06/2008 tarihli ek sözleşme ile kira sözleşmesinin bir kısım maddelerini tadil ettiklerini, davacı ve davalılar arasında sağlanan mutabakat sonucu fesih ve ibra protokolü başlıklı 17/07/2012 günlü belgenin tanzim edilip tüm taraflarca imzalandığını, protokolün 3.5 maddesine aykırı olarak taşınmazın ve teslim edilen demirbaşların vs. ekipmanların teslim edilmediğini, dava konusu kirlananın anahtarının 25/4/2013 tarihli tutanak ile davalı ......... tarafından kendilerine teslim edildiğini, davalıların protokolde belirtilen tarihte taşınmazı teslim etmemesi, taşınmazın protokolde öngörülen süre ile anahtarı teslim edildiği tarih arasında davalıların kullanımında olması nedeniyle, protokolde belirtilen tarih ile taşınmazın teslim edildiği tarih arasında haksız kullanımdan ve taşınmazın geç teslim edilmiş olmasından doğan hak ve alacaklarının tahsili için belirsiz alacak davası açtıklarını belirterek 10.000 TL"nin 17/08/2012 tarihinden itibaren, 1.366,70 TL tespit giderinin 12/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de 1.531.038,90 TL alacağın 17/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
......
Mahkemece, davalılar tarafından dava konusu taşınmazın anahtarının 25/04/2013 tarihli tutanak ile davacıya teslim edilmiş olduğundan davacının fesih protokolünün imzalandığı, 17/07/2012 tarihinden itibaren geçecek 30 günlük süre sonu olan 18/08/2012 tarihinden anahtarın teslim edilmiş olduğu 25/04/2013 tarihine kadar haksız işgalden kaynaklanan ecrimisil talep etme hakkına sahip olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulü ile 1.519.698,86 TL"nin 25/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, taraflar arasında 07/06/2007 tarihli kira sözleşmesi ve 17/07/2012 tarihli fesih ve ibra protokolü konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 17/07/2012 tarihli fesih ve ibra protokolünün 3.1. maddesinde, tarafların, 07/06/2007 tarihli kira sözleşmesi ve ek protokolün, bu protokol şartlarının yerine getirilmesinden itibaren geçerli olacak şekilde kendiliğinden fesholunacağını kabul ve taahhüt ettikleri, yine 3.5. maddesinde, kiracının kendisine teslim edilen tüm demirbaş, makine ve teçhizatları protokolün imzalanmasından itibaren 30 gün içinde kiralayana teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiği düzenlenmiştir. Dava konusu kiralananın 25/04/2013 tarihinde kiraya verene teslim edildiği de uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda, uyuşmazlık kira sözleşmesinden ve kira sözleşmesine bağlı protokolden kaynaklanmaktadır. Dava, 05/09/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK"nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen taraflar için 1.630’ar TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......