16. Hukuk Dairesi 2020/539 E. , 2021/2523 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ...Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 105 ada 104 parsel sayılı 13.015,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 108 ada 21 parsel sayılı 943,19 metrekare, 110 ada 112 parsel sayılı 3.398,60 metrekare ve 110 ada 113 parsel sayılı 6.908,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı ... adına; 102 ada 79 parsel sayılı 4.411,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve Kadastro Komisyon kararı uyarınca ... adına; 102 ada 10 parsel sayılı 10.446,49 metrekare, 102 ada 31 parsel sayılı 8.565,92 metrekare, 106 ada 7 parsel sayılı 13.033,20 metrekare, 107 ada 47 parsel sayılı 10.515,62 metrekare ve 110 ada 173 parsel sayılı 1.130,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı 8 pay itibariyle, 4 payı ..., 2 payı ..., 1’er payı ise Zekeriya Karatay ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, temyize konu 102 ada 10, 31; 105 ada 104; 106 ada 7; 107 ada 47; 108 ada 21; 110 ada 112, 113 ve 173 parsel sayılı taşınmazların kök muris ... mirasçıları adına, 102 ada 79 parselin ise murisi olan babası Zekeriya Karatay adına tescili istemiyle; davacı ... ise, miras yoluyla gelen hakka ve satın alma nedenine dayanarak, temyize konu taşınmazların kök muris ... mirasçıları adına, bir kısım ... mirasçılarından aldığı hisseler de dikkate alınmak suretiyle tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların ayrı ayrı kısmen kabulüne, 102 ada 79 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline, 102 ada 10, 31; 105 ada 104; 106 ada 7; 107 ada 47; 108 ada 21; 110 ada 112, 113 ve 173 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı 168 pay itibariyle, 26’şar payın ..., ..., ..., ... ve ..., 5 payın ... ve 33 payın ise ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılardan ... ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 102 ada 79 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ...’in sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi infazı mümkün ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorundadır. Dava konusu 102 ada 79 parsel sayılı taşınmazın, kadastro sırasında Zekeriya Karatay adına tespit edilmesinden sonra, kadastro komisyonuna yapılan itiraz üzerine taşınmazın ... adına tespitine karar verildiğine ve Mahkemece davanın reddine karar verildiğine göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca, komisyon kararı eski tutanağın yerine kaim olacağından, taşınmazın kadastro komisyon kararı gibi tesciline karar verilmesi gerekirken, tespit gibi tesciline karar verilmesi isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu parsele ilişkin olarak hükmün 2. fıkrasının 3. bendinde yer alan “ 02 ada 79 parsel” kelimeleri hüküm yerinden çıkartılarak, yeni bir bent açılmak suretiyle “dava konusu 102 ada 79 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açılan davanın reddi ile taşınmazın komisyon kararı gibi tesciline” cümlesinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA,
2- Dava konusu 105 ada 104, 108 ada 21, 110 ada 112 ve 113 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı ..., dava konusu taşınmazların taraflarla müşterek murisleri olan ...’dan geldiğini, taşınmazlarda kendisinin de miras payı bulunduğunu ileri sürerek; davacı ... ise, dava konusu taşınmazların taraflarla müşterek murisleri olan ...’dan geldiğini, taşınmazlarda kendisinin de miras payı bulunduğu gibi, ... ile ... eşi ...’dan da miras paylarını satın aldığını ileri sürerek ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, taşınmazların tarafların kök murisi Hasan’ın erkek çocukları tarafından kullanıldığı, diğer erkek çocuklar köyden göç edince ...’ın köyde kalan oğlu ...’in kullanıma devam ettiği kabul edilerek, dosya arasında bulunan taraflara ait iskan tapularındaki hisseler uyarınca,... eşi ...’ın da paylarını davacı ...’a sattığı da gözetilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de taşınmazların tespiti belgesiz olarak yapıldığı gibi yargılama sırasında da bu taşınmazlar yönünden tapu ya da iskan kaydına dayanılmamış olup, dava dilekçeleri, beyan dilekçeleri, mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından, söz konusu taşınmazların tarafların müşterek murisleri olan ...’dan geldiği, davacıların isteminin taşınmazların terekeye döndürülmesine yönelik olduğu ve murisin terekesinin taksim edildiğinin davalı tarafça iddia ve ispat olunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, öncelikle davacı tarafa kök muris ...’ın veraset ilamını sunması için yetki ve süre verilmesi ve bu şekilde ...’ın tüm mirasçıları kesin olarak belirlendikten sonra, davacı ...’ın dayandığı satış senetleri de değerlendirilmek suretiyle, taşınmazların Hasan’ın tüm mirasçıları adına yasal miras payları oranında tesciline karar verilmesi gerekirken, taşınmazların tapulu olduğu kabul edilerek, dosya arasında bulunan iskan tapularına değer verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
3- Dava konusu 102 ada 10, 31; 106 ada 7; 107 ada 47 ve 110 ada 173 parsel sayılı taşınmalara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dava konusu taşınmazlara uygulanan iskan tapularının taşınmazlara ait olduğu kabul edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazlara uygulanan ve iskanen oluşmuş olan tapu kayıtları getirtilip mahallinde uygulanmamış, söz konusu tapular iskanen oluştuğuna göre bu tapu kayıtlarının harita ve krokilerinin bulunma ihtimali göz önünde bulundurularak bu konuda araştırma da yapılmamıştır.
Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazlara uygulanan tapu kayıtları iskanen oluştuğundan, bu tapu kayıtlarının harita veya krokisinin bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, tapu kayıtlarının varsa haritaları teknik bilirkişi aracılığı ile zemine uygulanmalı, 3402 sayılı Kanun"un 20/A maddesi uyarınca kapsamları belirlenmeli, tapu kayıtlarının haritalarının bulunmaması ya da uygulama yeteneğinin bulunmadığının anlaşılması halinde ise, tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilinmeyen sınırlar için taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli ve bu şekilde tapu kayıtlarının kapsamları kesin olarak belirlenmeli; yine yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların kimden geldiği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, dava konusu taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir şekilde ayrıntılı rapor alınmalı, bu şekilde tapu kayıtlarının kapsamları ve hukuki değerleri kesin olarak belirlendikten sonra, maliklerin tapu kayıtlarında müştereken malik oldukları da göz önünde bulundurulmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.