Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7528
Karar No: 2017/2670
Karar Tarihi: 30.03.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/7528 Esas 2017/2670 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/7528 E.  ,  2017/2670 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ile davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili 05.05.2009 tarihli dilekçe ile; ... ilçesi... mevkiinde bulunan 3894 parseli ..., 3899 parseli ..., 3905 parseli ise ... ve ..."un tapu kaydına güvenerek satın aldıklarını, anılan taşınmazların ... olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapularının iptaline karar verildiğini, tapuların iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup her bir davacı için 8.000.-TL"şerden toplam 24.000.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Davalı Hazine; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; uyuşmazlığın taşınmazın niteliğinden ve ormanlara ilişkin yasal düzenlemelerden kaynaklandığı, davalının kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 20.12.2010 tarih 2010/517 E - 2010/13215 K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan Devletin sorumlu olduğu gözetilerek hak ve nesafet ölçüsünde belirlenecek uygun bir tazminata hükmedilmesi ... “ gerektiği belirtilmiştir.
    Bozma sonrasında bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra davacılar vekili 27.12.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutup toplam 47.217.-TL tazminat istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 29.01.2013 tarih 2012/14613 E - 2013/1388 K sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “....Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, taşınmazların nitelikleri usulünce belirlenmeden soyut ifadelerle piyasa rayicine göre tazminatın belirlendiği bu sebeple dava tarihi olan 05.05.2009 tarihi itibariyle taşınmazların imar durumunun belediye başkanlığından sorulması, bu konuda taraflara delillerini bildirmek üzere süre verilmesi, mahallinde keşif yapılarak taşınmazlar arsa niteliğinde ise emsal karşılaştırması, arazi ise gelir metoduna göre dava tarihindeki değerlerinin belirlenmesi, sonucuna göre hüküm kurulması...” gerektiği belirtilmiştir.
    Davacılar vekili 18.11.2014 tarihli dilekçe ile; ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/179 esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda hükmen ... yapılan 3894, 3899 ve 3905 parsellerin tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarih itibariyle toplam değerlerinin 86.433,78.-TL olarak belirlendiğini, anılan dosyada 47.217,50.-TL tazminat istenildiğini, kalan 39.214.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle ek dava açmıştır.
    Mahkemece; asıl davanın kabulüne, 24.000.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, ıslahla artırılan 23.217,50.-TL"nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozmasından önce verilen kararı davacılar vekili temyiz etmediğinden davalı Hazine yararına usuli kazanılmış hakkın oluştuğu

    gerekçesiyle birleşen ek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    1-Davalı Hazine vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1958 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında 199 ve 200 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları uygulanarak zeytinlik niteliği ile gerçek kişiler adlarına tespit ve tescil edildikleri, el değiştirmeler, ifraz ve taksimler sonucu 3894, 3899 ve 3905 ve dava dışı parsellere gittikleri, ... Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/183 E - 2007/302 K sayılı ilamıyla ... adına kayıtlı 3894 parsel sayılı 275,50 m2 yüzölçümlü taşınmazın, ... adına kayıtlı 3899 parsel sayılı 275,50 m2 yüzölçümlü taşınmazın, ... ve ... adlarına 1/2"şer paylarla kayıtlı 3905 parsel sayılı 307,50 m2 yüzölçümlü taşınmazın ... tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptal edilip ... niteliği ile Hazine adına tescillerine karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 17.11.2008 tarihinde kesinleştiği, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 3905 parselin 70,21 m2 yüzölçümlü kesiminin kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istekli davanın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/426 E - 2007/184 K sayılı kararıyla taşınmazın (11.12.2006 tarihi itibariyle imarlı arsa olduğu m2 birim fiyatının 50.-TL olduğu kabul edilerek) 70,21 m2 yüzölçümlü kesiminin tapu kaydının iptaline, yol olarak terkinine, kamulaştırma bedelinin 3.510,50.-TL olduğunun tespitine, davalı taşınmazın mülkiyeti ihtilaflı olduğundan ...Bankasına depo edilen paranın belirlenecek hak sahiplerine ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesaba yatırılmasına karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 25.03.2008 tarihinde kesinleştiği, 3894 parsel sayılı 275,50 m2 yüzölçümlü taşınmazın yol niteliği ile Karayolları Genel Müdürlüğü adına kayıtlı olduğu, 3899 ve 3905 parsel sayılı sırasıyla 275,50 m2 - 307,50 m2 yüzölçümlü taşınmazların 11.03.2010 tarihinde ... niteliği ile Hazine adına tescil edildikleri, 2013 yılında yapılan 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulamasıyla 3894, 3899 ve 3905 parsellerin sırasıyla 325 ada 2, 7 ve 13 parsel numaralarını aldıkları, eldeki davanın ise 05.05.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, alınan bilirkişi raporuna göre Hazinenin diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ne var ki; zararın varlığını veya yokluğu ispatlamak taraflara zararın kapsamını belirlemek mahkemeye aittir. Çekişmeli 3894 parsel sayılı 275,50 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapuda yol niteliği ile... Genel Müdürlüğü adına kayıtlı olduğu halde mahkemece anılan taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı, kamulaştırılmış ise kamulaştırma bedelinin tapu sahibi gerçek kişilere ödenip ödenmediği araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yönde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.Yine çekişmeli 3894 ve 3899 parsellerin ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve beyanlar hanelerini de gösterir şekilde tapu kütüğü sayfa fotokopileri tapu sicil müdürlüğünden getirtilip anılan taşınmazların davacı gerçek kişilere satışından önce beyanlar hanesinde ... şerhi olup olmadığı da araştırılıp sonucuna göre karar verilmemesi de doğru değildir. Açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davaya ilişkin hükmün bozulmasına, karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacılar vekilinin birleşen ek davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozmasından önce verilen kararı davacılar vekili temyiz etmediğinden davalı Hazine yararına usuli kazanılmış hakkın oluştuğu gerekçesiyle ek davanın reddine karar verilmiş ise de ret gerekçesi dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için gerek kısmi dava karara bağlanmadan önce gerekse daha sonra ayrı bir dava açılması usulen olanaklıdır.Uygulamada bu ayrı davaya ek dava denilmektedir.Yine kısmi davadan sonra açılan ek davada da fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde birden fazla ek dava açılabilir.
    Somut olayda; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozmasından önce verilen kararda, davacıların alacak miktarı kesin olarak belirlenmemiş, ıslah dilekçesi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş, fazlaya ilişkin isteğin reddine yönünde hüküm kurulmamıştır.
    Kaldı ki; davacı vekili 5. Hukuk Dairesinin bozmasından öncesinde alınan bilirkişi raporunu açıkça kabul ettiği yönünde beyanda bulunmamış, aksine 27.12.2011 tarihli oturumda bilirkişi
    raporundaki aleyhe olan hususları kabul etmediğini bildirmiş, böylelikle raporda belirlenen tazminat miktarını kabul etmemiştir. Dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde de fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Bozma öncesinde mahkemece, 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine uygun olarak davacılar vekilinin isteği miktar üzerinden hüküm kurulmuş olup, kararın temyiz edilmemesini aleyhe yorumlamak mümkün değildir. Zira davanın kabulüne yönelik verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi halinde davacının aleyhine hüküm kurulmadığı, kararı temyiz etmekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verileceği kuşkusuzdur.
    6100 sayılı HMK"nın 176.maddesi uyarınca davada bir kez ıslah yoluna gidileceğinden ve zamanaşımı süresi içindede ek dava açıldığından esas hakkında hüküm kurulması gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile usuli kazanılmış hak ilkesi gerekçe gösterilerek birleşen ek davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi