17. Ceza Dairesi 2018/2093 E. , 2018/7424 K.
"İçtihat Metni"Karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sırasında, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili elektrik kurumunun uğradığı zararın tespitine yönelik keşif yapılması talebinin reddine dair Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/12/2017 tarihli ve 2017/4987 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 28/02/2018 gün ve 94660652-105-63-13254-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/03/2018 tarih ve 2018/18037 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın İstem yazısında;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 12/09/2017 tarih, 2016/14702 Esas ve 2017/9657 Karar sayılı ilâmında yer alan, "Şüphelinin işyeri, konut veya arazideki elektrik, su, doğalgaz kullanımını gerektiren tüketim ihtiyacının ve kurulu gücün varsa tüketim föyleri de getirtilmek suretiyle tesbiti ile teknik açıdan bu tüketim ihtiyacı ve kurulu gücün gereği kullanım miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, bu miktarın sayaçtan geçirilerek kullanımı halinde sayaç üzerindeki endeks ile de kıyaslanarak karşılıksız yararlanma suçunun kabulünü gerektirecek önemli bir farkın olup olmadığının, uğranılan vergili ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı"nca CMK"nın 83 ve 162 maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliği"nden talepte bulunulması gerektiğinden..." şeklindeki açıklamalara nazaran, Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Hâkimliğince keşif talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verildiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
Denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 83/1. maddesinde;
“Keşif hakim veya mahkeme veya naip hakim ya da istinabe olunan hakim veya mahkeme ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır” hükmü ile;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 162. maddesinde;
“Cumhuriyet savcısı ancak hakim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse, istemlerini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hakimine bildirir. Sulh ceza hakimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verir ve gereğini yerine getirir” hükümleri mevcuttur.
Ayrıca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısında da belirtildiği gibi dairemizin uygulamalarında da TCK"nın 163/3. maddesinde yazılı “...Tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi” hususu, suçun en önemli unsuru sayıldığından gerçek kullanım miktarının belirlenebilmesi bakımından verilen kararların denetlenmesinde bilirkişi refakatiyle keşif yapılıp yapılmadığı konusu denetlenmektedir.
Nitekim Ceza Genel Kurulu"nun 16/05/2006 tarih, 2006/7-137 Esas ve 142 Karar, 13/06/2006 tarih, 2006-7-160 Esas ve 161 Karar sayılı kararlarında da bu hususlara işaret edilmiş, tüketim miktarının belirlenmesi konusunda keşif yapılıp elektrikle çalıştırılan cihazlardan hareketle tespit edilecek kurulu güce veya tüketim ihtiyacına göre tüketilmesi gereken elektrik miktarının tarafsız bilirkişi tarafından belirlenmesine işaret edilmektedir.
İnceleme konusu somut olayda;
...Elektrik Dağıtım A.Ş... İl Müdürlüğü yetkililerince il genelinde yapılan denetimlerde, Şüpheli ..."ın... Mahallesi ... adresindeki meskeninde yapılan kontrolde “Sayacın faz giriş ve çıkışını sayaca girmeden düz bağlanarak” kaçak enerji kullanıldığı tespit edilerek 22/04/2016 tarihli Kaçak/Usulsüz Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı düzenlendiği, evrak ve belgelerin Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderildiği, Başsavcılıkça şüpheli hakkında karşılıksız yararlanma suçundan soruşturma yapıldığı, soruşturma sırasında şüpheliye 5237 sayılı Yasa"nın 168/5. maddesi gereğince oluşan vergili cezasız kurum zararının ödemesi halinde hakkında kovuşturmaya yer olmadığı"na ilişkin karar verileceği konusunda uyarı yapıldığı, uyarıya rağmen şüphelinin maddi imkansızlık nedeniyle borcunu ödeyemeyeceği şeklinde beyanda bulunması üzerine Başsavcılıkça şüpheli hakkında 14/11/2017 tarih ve Sor. No:2017/28852 ve Es.No:2017/9878 sayılı iddianame düzenlendiği, iddianamenin gönderildiği Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nce “...Bağımsız bilirkişi raporuyla belirlenen zararı gidermek suretiyle TCK"nın 168/5. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma imkanı tanınmadığı, şüphelinin anayasal güvencesi olan lekelenmeme hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verildiği,
Başsavcılıkça, söz konusu olayda iade sebebiyle ilgili olarak “Kurum zararını ödediği taktirde hakkında kovuşturmaya yer olmadığı"na ilişkin karar verileceği” hususunun şüpheliye 06/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ve tebliğe ilişkin durumun iddianamede açıkça yazıldığı, bu nedenle ortada herhangi bir iade sebebinin kalmadığı gerekçesiyle kararı veren Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde itirazda bulunulduğu, itirazın yerinde görülmemesi üzerine dosyanın Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesi"ne gönderildiği, iade nedeni yerinde görülerek aynı mahkemece 24.11.2017 tarihinde itirazın reddine karar verildiği,
Bu kez Başsavcılıkça iddianamenin iadesi nedeni ile ilgili olarak CMK"nın 83. maddesi gereğince Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Hakimliği"nden kaçak kullanım miktarı ve bedelinin belirlenmesi konusunda keşif yapılmasının talep edildiği, hakimlikçe somut olayda delillerin karartılma ihtimalinin bulunduğu, dolayısıyla gecikmesinde sakınca bulunan halin var olduğu bu nedenle CMK"nın 160. maddesi gereğince keşfin Başsavcılıkça yapılması gerektiği gerekçesiyle 01/12/2017 tarihinde talebin reddine karar verildiği,
Talebin reddine dair 3. Sulh Ceza Hakimliği"nce verilen 2017/5083 değişik iş sayılı karara Başsavcılıkça 05/12/2017 tarihinde yapılan itirazın Şanlıurfa 4. Sulh Ceza Hakimliği"nce 11/12/2017 tarih ve 2017/5582 değişik iş sayılı kararıyla reddedilerek Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Hakimliği"nce verilen 05/12/2017 tarih ve 2017/5083 değişik iş sayılı kararının kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
Suç tarihi 22/04/2016 olup Başsavcılıkça şüpheliye kurum zararını ödediği taktirde hakkında kovuşturmaya yer olmadığı"na ilişkin karar verileceği hususunun şüpheliye 06/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve tebliğe ilişkin durumun iddianamede açıkça yazıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ayrıca suçun işlendiği tarihten Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Hakimliği"nce talebin reddine karar verilen 01/12/2017 tarihine kadar 1 yıl 8 ay kadar uzun bir süre geçmiştir. Ortada delillerin karartılması ihtimali ve dolayısıyla CMK anlamında gecikmesinde sakınca bulunan bir durum söz konusu değildir.
Bu nedenle CMK"nın 83/1 ve 162. maddelerinde keşfin hakimlikçe yapılacağına ilişkin hükümler karşısında; somut olaya ve dosya kapsamına uymayan gerekçelerle keşif talebinin reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Hakimliği"nin 05/12/2017 tarih ve 2017/5083 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca Kanun Yararına BOZULMASINA,
Aynı Yasa"nın 309/4-b maddesi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 22.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.