21. Hukuk Dairesi 2015/10856 E. , 2016/3470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, sigortalının iş kazası sonucu uğradığı sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin Kurum tarafından yapılan ödemelerle karşılandığı gerekçesiyle reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ("belirlenen maluliyet oranının /06/2008 tarihinde mahkeme kararı sonrası kesinleştiğinden bu tarihten itibaren yıllık süre geçmeden dava açıldığından zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı, manevi tazminatın bölünmezliği genel kural ise de ilk manevi tazminat ödemesi yapılan ibranamenin alındığı tarih olan 09//2010 tarih itibariyle maluliyet oranı %8 olduğundan /06/2008 tarihinde maluliyet oranı yaklaşık misli artığından ibranamenin tüm maluliyet yönünden ibra taşımayacağı, ibra tarihi itibariyle yapılan manevi tazminat ödemesinin eksik olduğu, davacının tüm elem ve ızdırabın giderilmesi açısından .000,00 TL manevi tazminatın daha verilmesinin gerektiği" gerekçesiyle) karar verilmiştir.
Uyuşmazlık manevi tazminatın bölünüp bölünmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Yargıtay H.G.K"nun .9.1996 gün ve 1996/-397-637 karar ile ..1999 gün ve 1999/-684-818 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Bu açıklamadan yola çıkılarak somut olayda 09..2000 tarihli ibraname ile davacının .07.2000 tarihli iş kazası nedeniyle ve maddi ve manevi zararlarına karşılık olarak 000,00-TL aldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu iş kazası nedeniyle davacıda meydana gelen iş gücü kayıp oranının .08.2001 tarihli rapora göre % 8 olarak belirlendiği, davacı tarafından açılıp Dairemizin .06.2008 gün 2007/16627 Esas 2008/9166 Karar sayılı kararı ile oananarak kesinleşen 8. İş Mahkemesinin 2003/752 Esas 2007/154 Karar sayılı dosyasında % ,olarak tespit edildiği, hükme esas Adli Tıp Genel Kurulunun ..2006 tarihli kararında ... Hastanesinin .08.2001 tarih ve ... sayılı sağlık kurulu raporunda; sağ el 4. parmak distal falanks ampute, 3. parmak orta falanks distal diafız
- ...olduğunun belirtildiği, SS Yüksek Sağlık Kurulu raporunda ve 4. parmakların DİP seviyesinden ampütasyonunun karşılığı olarak % 8 maluliyet oranı hesaplandığı, ancak Kuruldaşahsın .09.2004 tarihinde yapılan muayenesinde ve 4. parmakğın DİP"ten, 3. parmağın PİP"ten aöpute olduğunun belirlendiği, bu nedenle yapılan değerlendirme de maluliyet oranının % ,bulunduğu, aradaki farkın bundan kaynaklandığının belirtildiği, aslında Kurum ve ...tarafından hastane raporunda belirtilmesine rağmen tablonun yanlış uygulandığı, davacının sürekli işgöremezliğinde değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde yukarıda da açıklandığı üzere acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması ve kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Diğer bir deyişle manevi tazminat istemi bölünemez. O halde eldeki davada Mahkemece ibraname geçerli kabul edilmesine rağmen değişen ve gelişen bir durum olmadığı ve bunun yukarda tarihi belirtilen ... raporundan da anlaşılmasına rağmen varmış gibi değerlendirilmesi suretiyle yanlış yanılgı ile manevi tazminat talebinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz davalıya iadesine, 03.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.