Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3020
Karar No: 2021/1402
Karar Tarihi: 15.02.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3020 Esas 2021/1402 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/3020 E.  ,  2021/1402 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiş ise de, temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; 90305 ada 20 parselde kayıtlı 677 m2"lik taşınmazın 225 m2"sinin murisleri ...’e ait olduğunu, 124 m2"lik kısmının ise davalı ... tarafından encümen kararıyla murislerine 80.600.000 TL"ye satıldığını ve satış bedelinin tamamının 06/09/1995 tarihli makbuzla davalı belediyeye ödendiğini, ancak murisin 1994 yılında vefat etmesi nedeniyle tapu devrinin yapılamadığını, emlak vergisinin de 1995 yılından itibaren davalı belediyeye ödendiğini, Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/404 E. sayılı dosyasında açtıkları tapu iptal tescil davasının reddine karar verildiğini, 124 m2 yerin 100 m2"sinin davalı ... tarafından trampa yoluyla dava dışı 3. bir kişiye devredildiğini, bu şekilde zarara uğradıklarını ileri sürerek; taşınmazın devir tarihi olan 03/11/2010 günündeki gerçek bedelinin aynı tarihten itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı belediyeden tahsiline, bu talebin yerinde görülmemesi halinde, arsanın satış bedeli olan 80.600.000 TL"nin günümüze uyarlanarak belediyeye ödendiği 06/09/1995 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine; 683,78 TL verginin ödeme tarihi olan 23/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine, şimdilik 10.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 21/06/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 97.960 TL tazminatın 03/11/2010 tarihinden; 683,78 TL verginin 23/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte taraflarına ödenmesini talep etmişlerdir.
    Davalı; davacıların murisi ..."in gecekondusu park alanında kaldığından 31773 ada 12 nolu parselde 225 m2"lik hisse tapusu verilmesi için Tapu Sicil Müdürlüğüne bildirim yapıldığını, 80.600.000 TL bedelle arta kalan belediye hissesi olan 124 m2"lik hissenin satışı için 12/09/1995 tarih 15299 sayılı yazı ile Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığını, ancak davacıların murisinin 1994 tarihinde ölmesi nedeniyle tapuda tescil işlemlerinin yapılamadığını, plan değişikliği sonrasında 124 m2lik hissenin 100 m2"sinin dava dışı Seher Korkmaz"a takas yoluyla tahsis edildiğini, encümenin 31/10/2013 tarihli kararı ile muris ... tarafından belediyeye yatırılan paranın iadesine karar verildiğini, belediyeye müracaat olmadığından ödeme yapılamadığını, tescil işleminin yapılmamasının tamamen davacıların ihmalinden kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davacıların murislerinin geçersiz sözleşme ile satın almış olduğu taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği 03/11/2020 tarihindeki değerini ve ödedikleri vergiyi talep edebilecekleri gerekçesiyle, davanın kabulü ile 97.960 TL tazminatın 03/11/2010 tarihinden, 683,78 TL verginin 23/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Yargıtay 14. Hukuk Dairesince verilen 14/01/2013 tarih, 2012/13809 E. 2013/314 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5393 sayılı Belediye Kanunu nun 18/e maddesi uyarınca taşınmaz mal satışına belediye meclisinin yetkili olduğu, belediye meclisince bu konuda satışı yapan belediye encümenine herhangi bir yetki devri yapılmadığı, davacıların murisine yapılmış usulüne uygun bir satışın mevcut olmadığı, geçersiz bir sözleşme bulunduğu hâllerde denkleştirici adalet ilkesi de esas alınarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre haksız zenginleşen taraf aldığını iade etmekle yükümlü olduğu, geçerli bir sözleşme olduğu kabul edilerek taşınmazın ifasının imkânsız hâle geldiği tarihteki rayiç değere karar verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine, davanın kısmen kabulü ile 12.942,42 TL tazminatın 03/11/2010 tarihinden, 683,78 TL verginin 23/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Eldeki dava; davacıların murisince davalı belediyeye güvenerek arsa verileceği inancı ile arsa bedeli olarak ödenen 80.600.000 TL ve vergilerin davalı belediyeden tahsili istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden; dava konusu 90305 ada 20 parselde kayıtlı 677 m2"lik taşınmazın 225 m2’sinin davacıların murisine ait olduğu, 124 m2’lik kısmının ise davalı belediyenin 06/07/1995 tarihli encümen kararı ile davacıların murisine eski para ile 80.600.000 (seksen milyon altı yüz bin) TL’ye satıldığı, satış bedelinin ise 06/09/1995 tarihli makbuz ile davalı belediyeye ödendiği, murisin 1994 yılında vefatı nedeniyle tapu devrinin yapılmadığı, sonrasında ise davalı ... tarafından dava konusu 124 m2’lik taşınmazın 100 m2’sinin 03/11/2010 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satıldığı, davacıların davalı ... aleyhine açtıkları tapu iptal tescil davasının 11/11/2010 tarihli karar ile tapu iptal tescil isteminin koşulları oluşmadığından reddedildiği, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 14/01/2013 tarihli ve 2012/13809 E. 2013/314 K. sayılı kararı ile “.... özellikle 5393 sayılı Belediye Kanunu nun 18/e maddesi uyarınca taşınmaz mal satışına belediye meclisinin yetkili olduğu, belediye meclisince bu konuda satışı yapan belediye encümenine herhangi bir yetki devri yapılmadığının ve davacıların murisine yapılmış usulüne uygun bir satışın mevcut olmadığının anlaşılmış bulunduğuna göre...” gerekçesiyle kararın onandığı, aynı Dairenin 07/05/2013 tarih, 2013/4969 E. 2013/6974 K. sayılı kararı ile de karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek söz konusu kararın 07/05/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Bir kamu kurumu olan davalı belediyenin; davacıların murisine güven aşılamak suretiyle davaya konu taşımazdaki payını eski para ile 80.600.000 (seksen milyon altı yüz bin) TL’ye davacıların murisine sattığı, satış bedelinin ise 06/09/1995 tarihli makbuz ile davalı belediyeye ödendiği tartışmasızdır. Davalının kamuya sunduğu bu nitelikteki bir işlemde, güvenilir olması asıldır. Pay satışı yapılacağına güvenerek belediyeye para yatıran davacıların murisi, belediye ile olan bu ilişkide edimini yerine getirmiş, davalı ... ise getirmemiştir. İfa, davalının kusuru ile imkansız hale gelmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, tapu iptal tescil davasının reddine ilişkin kararın onama ilamında belirtilen "satış yetkisinin 5393 sayılı Kanunun 18/e maddesi uyarınca belediye meclisinde olduğu, belediye meclisince satışı yapan belediye encümenine herhangi bir yetki devri yapılmadığı" gerekçesiyle sözleşmenin geçersiz olduğu ve denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenen değerin hüküm altına alınması gerektiği belirtilmek suretiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenen değer üzerinden hüküm tesisi yoluna gidilmiş ise de, yukarıda ifade edilen kamu kurumlarının güvenilirliği ilkesi ve davaya konu taşınmazı satın alan vatandaştan satışa belediyenin hangi biriminin yetkili olduğunu bilmesinin beklenemeyeceği de nazara alındığında, davacıların, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle, taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değeri davalı belediyeden talep edebilecekleri açık olduğundan, ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmazın rayiç değerinin hüküm altına alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince, yukarıdaki hususlar nazara alınarak inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 15/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi