3. Hukuk Dairesi 2018/3101 E. , 2018/10206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, annesi ... "un paydaş olduğu ... köyünde bulunan 703 parsel sayılı 398,85 m²"lik taşınmazın tamamının ... tarafından kamulaştırıldığını, davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/33 esas, 2011/398 karar sayılı dosyası ile görüldüğünü, dava sonunda taşınmazın kamulaştırma bedelinin hissedarlar adına ... Vakıfbank şubesine yatırıldığını, kamulaştırma davası sırasında yaşanan karışıklık nedeni ile annesinin adına yatacak olan paranın taşınmazın diğer paydaşı olan ..."un adına yatırıldığını belirterek 21.477,08 TL" nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... davacının kamulaştırma davasından haberdar olduğunu ancak davaya müdahil olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.Birleşen dava davalısı ..., davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 2012/863 esas sayılı dava dosyası yönünden davanın kabulü ile; 21.477,08 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2014/392 esas sayılı dava dosyası yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Anılan karar Dairemizin 2015/19692 Esas- 2017/5177 Karar sayılı ve 13.04.2017 tarihli kararı ile “Somut olayda; asıl ve birleştirilen davalar için ayrı ayrı hüküm kurulmamış, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri ayrı ayrı tayin edilmemiştir (HMK. md 297).Hal böyle olunca, mahkemece; asıl ve birleşen davalar için ayrı ayrı hüküm kurularak yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, bu ilke gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 09.11.2017 tarihli son kararında; 2012/863 esas sayılı dava dosyası yönünden davanın kabulü ile; 21.477,08 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2014/392 esas sayılı dava
dosyası yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince; 6100 sayılı HMK"nın “Yargılama Giderlerinden Sorumluluk” başlıklı 326.maddesinde “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.” denilmiştir.
Somut olayda, mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmesine rağmen her ne kadar davalı dava açılmasına sebebiyet vermişse de daha önceki kararda davacı lehine vekalet ücreti verilmediği, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığını, bu hususlar temyize konu edilmediğinden davalı ... için bu durumun kazanılmış hak olacağı gerekçesiyle davacı lehine vekalet ücreti verilmediği yargılama masraflarının da davacı üzerinde bırakıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece verilen ilk kararın davacı tarafından da temyiz edildiği ve temyiz nedenleri arasında vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de olduğu, Dairemizin 2015/19692 Esas- 2017/5177 Karar sayılı ilamında bozma nedenlerinde göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmediğinin belirtildiği diğer bir anlatımla bu hususların kesinleşmediği ve davalı lehine kazanılmış hak oluşturmayacağı karşısında mahkemenin gerekçesi yerinde değildir.Bu nedenlerle, davacının murisi olan annesi adına yatırılması gereken paranın yargılama sırasındaki karışıklıktan dolayı davalı ... hesabına yatırılması ve yatırılan paranın davalı ... tarafından çekilmesi ile davalının davaya sebebiyet verdiğinin kabulü ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyip yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması doğru görülmemiş bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.