3. Hukuk Dairesi 2020/11672 E. , 2021/1404 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı elektrik şirketi ile şantiyelerine elektrik sağlanması amacı ile abonelik sözleşmesi imzaladıklarını, söz konusu şantiyede 08/07/2011 tarihine kadar çalıştıklarını, bu tarihten sonra çalışmayı bıraktıklarını, ancak şantiyenin tamamen kaldırılması sürecine kadar bir bekçinin şantiye alanında kaldığını, davaya konu şantiyede çalışmayı bırakmalarından dokuz ay sonra 24/04/2012 tarihinde davalı şirketin sayaç okuma memurunca sayacın arızalı olduğuna dair müşteri kontrol kartı düzenlediğini ve 25/04/2012 tarihli sayaç değişim tutanağı düzenlediğini, aradan bir yıl geçtikten sonra da 20/04/2013 tarihli ve 20/05/2013 son ödeme tarihli faiz hariç 107.262 TL bedelli bir fatura düzenlenerek taraflarına gönderildiğini, davalı şirketin gönderdiği 107.262 TL bedelli fatura alacağının asıl alacağından çok yüksek olduğunu ileri sürerek; 20/04/2013 düzenleme tarihli 107.262 TL bedelli faturanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; faturanın Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 20.maddesine uygun olarak düzenlendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar; davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 10/10/2018 tarih ve 2016/22620 E. 2018/9817 K. sayılı ilamla; davaya konu elektrik tüketim bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 20. maddesine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedellerinin maliyet unsuru kapsamına dahil edilmemiş olmasının da doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ise; düzenlenen 19/08/2019 tarihli raporun bozma ilamına konu hususları karşıladığı ve bu kapsamda davalı şirketin davacı abonenin geçmiş dönem tüketim miktarını esas alarak yaptığı ilave tüketimin hesaplama yöntemine uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık; davalı elektrik şirketi tarafından davacı aboneye tahakkuk ettirilen faturanın iptali istemine ilişkindir.
Sayacın müşterinin kusuru dışında doğru tüketim kaydetmemesi halinde yapılacak hesaplamaya ilişkin yasal düzenleme getiren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 20. maddesi:
“(1) Sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde,
a) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak,
b) (a) bendinde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa sayaç doğru çalışır duruma getirildikten sonra müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tahakkuk ettirilir.
(2) Tahakkuka esas süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamaz.
(3) Tüketimdeki farklar, ilgili dönem birim fiyatlarıyla ve gecikme zam olmaksızın, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından müşteriye tahakkuk ettirilir. Müşterinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar tahakkuk süresi kadar eşit taksitler halinde ödenir.
(4) Yukarıda yapılan hesaplamalar sonucunda bulunan fark müşteri lehine ise, 23 üncü maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine göre iade veya mahsup işlemi yapılır.” hükümlerini içermektedir.
Somut olayda; bozma sonrasında dosya yeniden oluşturulan bilirkişi heyetine tevdi edilerek alınan 19/08/2019 tarihli raporda; sayaç hafıza bilgilerinin, onbinler hanesindeki atlama dışında abonenin tüketimini doğru olarak kaydettiği, bu nedenle aboneye sayaç hiç değer kaydetmemiş gibi geçmiş dönem tüketimleri esas alınarak bir hesaplama yapmanın dava konusu olay için doğru olmayacağı, sayaç hafıza bilgilerinden yararlanılarak yapılan hesaplama sonucunda davacı abonenin yaptığı tüketim bedelinin 23.871,24 TL olacağı; aboneliğin başlangıcından tahakkuk tarihine kadar olan geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre ise, davacının menfi tespit isteminin yerinde olmayacağı belirtilmiş, mahkemece de bilirkişi raporundaki ikinci hesap yöntemi dikkate alınarak davanın reddi yoluna gidilmiştir.
Ne var ki, Dairece verilen 10/10/2018 tarihli ve 2016/22620 E. 2018/9817 K. sayılı ilamında EPMHY’nin 20. maddesi açıklanmış ve söz konusu maddenin doğru şekilde tatbik edilerek rapor alınması gerektiğine işaret edilmiş olup, ilam içeriğinin bu noktada araştırmaya yönelik olduğu kuşkusuzdur.
Bu itibarla, mahkemece; söz konusu 19/08/2019 tarihli raporda EPMHY’nin 20. maddesine uygun şekilde, sayacın mevcut hafıza bilgileri esas alınarak belirlenen 23.871,24 TL‘lik tüketim yönünden davacının davalı elektrik şirketine borçlu olduğu, bakiye kısım yönünden ise borçlu bulunmadığı dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
, 15/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.