Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1175
Karar No: 2018/10252
Karar Tarihi: 18.10.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1175 Esas 2018/10252 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/1175 E.  ,  2018/10252 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl davada adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi, birleşen dosyada alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı asıl davada; davalı ile yazılı sözleşme olmadan birlikte temsil yöntemiyle adi ortaklık olarak internet cafe işlettiklerini, yönetim yetkisinin her iki ortakta bulunduğunu, aktif olarak taşınır mallarının yer aldığını, aralarındaki güven ortamının yok olduğunu, ortaklığın devamının olanaksız hale geldiğini belirterek; adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine, birleşen davada ise; asıl davada alınan bilirkişi raporuna göre kar payı alacağına ve ortaklık mallarına verilen zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalı; ortaklığın iş yapmadığından kapatmak zorunda kalındığını, davacı ortağın borçları ödemeyip kendisini sıkıntıya soktuğunu, davacının dükkan kapatmasını yapmadığı için ödemeler yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, asıl davada, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak Bergama"da serbest muhasebeci ve mali müşavir olarak çalışan ..."un atanmasına, tasfiye memurunun ücretinin tasfiye tamamlandıktan sonra karara bağlanmasına, ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazancın, ortaklar arasında paylaştırılmasına karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2014/56 esas 2014/6926 karar sayılı 06/05/2014 tarihli ilamıyla; “.... .... Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle ortaklık sözleşmesinde tasfiye hususunda hüküm bulunup bulunmadığına bakmak, hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılmasını sağlamak; böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde tasfiye işlemini gerçekleştirecek, ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir kişiyi tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır. Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir.... Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK.nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.O halde mahkemece; bütün bu açıklamalar ışığında, uyuşmazlığın; yukarıda açıklanan maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde bir muhasebecinin tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; açılan davanın kabulü ile, 1- ... ili ... ilçesi, ... Mah. ... Sok ta bulunan davacı ... ve davalı ..."a ait ... Ünvanlı adi ortaklığın FESHİNE ve malların ortaklar arasında paylaşılmasına, 2- ortaklığın borçları ödendikten sonra ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yapılan giderler ve koymuş olduğu katılım payları geri verildikten sonra artan bir şey olursa bu kazancın ortaklar arasında paylaştırılmasına, 3-Asıl dava ile birleşen 2015/330 esas sayılı davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu belirlendiğine göre; mahkemece yapılacak iş; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerini dikkate almak ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerini taraflar arasındaki işletmeye dair adi ortaklığa uygulamak olmalıdır.
    Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, tarafların anlaşamamaları halinde ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır."Önceki bozma ilamında belirtildiği üzere; birinci aşamada yapılması gereken taraflardan ortaklık hesabını gösterir hesabın istenmediği, delillerin sorularak toplanmadığı, ikinci aşamada; ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakde çevirme işleminin, açık artırım ve pazarlıkla satış yöntemleri neticesinde alıcı çıkmaması nedeniyle gerçekleşmediği, dolayısıyla tasfiye bilançosu çıkarılmadığı, tasfiye usulüne uygun sonuçlanmadan, tarafların hak ve yükümlülükleri tespit edilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.Dosyanın incelenmesinde; mahkemece dava konusu ortaklığa ait işyerinde keşif yapılarak, ortaklığa ait taşınır malların tespit edildiği, keşif ve bilirkişi raporuyla tespit edilen malvarlığının davalıya 28/06/2013 tarihli yediemin teslim tutanağı ile davalıya teslim edildiği, bozma sonrası tasfiye memuru tarafından yapılan 06/05/2015 tarihli tespitte, işyerinin kapalı olduğu, davalının eşyaların başka yerlerde bulunduğunu beyan ettiği, bunun üzerine 3 farklı adreste tespit yapıldığı, eksik malların davalıdan sorulması üzerine, davalının bir kısım malların aradan geçen sürede eskidiğinden kullanılmaz hale geldiğini, bir kısmının bedelsiz olarak dağıttığını beyan ettiği, tasfiye memurunca büyük çoğunluğunun kırık ve hasarlı olduğunun tespiti yapıldığı, ardından dava dışı yedi emine teslim edildiği görülmektedir. Adi ortaklığa ait malların tarafların anlaşmasına göre paylaşılabileceği gibi bütün malvarlığı ortaklardan birine bırakılabilir. Bu kapsamda malvarlığı değerini belirlendiğinden diğerine ödenecek denkleştirme miktarı da tespit edilebilecektir. Mahkemece taraflara bu yönde tercihlerinin hatırlatılması gerekmektedir. Tarafların paylaşma ve ortaklardan birine bırakılması konusunda anlaşması halinde tasfiyeye bu şekilde gidilmelidir. Aksi takdirde satış suretiyle tasfiyenin neticelendirilmesi ve satış masraflarının satış bedelinden düşüldükten sonra hesaplama yapılacaktır. Bu kapsamda daha önce tespiti yapılan malvarlığı değerlerinin kullanılmaz hale gelenler ve bulunmayanlar yönünde ise kendisine yedi emin olarak teslim edilen davalının sorumluluğu bulunmaktadır.
    O halde; mahkemece; davalının yedieminliği döneminde kullanılmaz hale gelen ve bulunmayan malvarlığı değerleri yönünden sorumlu olduğu gözetilerek, ortaklıkta bulunan menkul değerlerin paylaşılması veya ortaklardan birine bırakılması yönünde tarafların anlaşması halinde belirlenen ortağa bırakılması, bırakılan menkullerin yarı bedelinin diğer tarafa ödenmesi gerektiği, tarafların anlaşamaması halinde ortaklığa konu menkullerin satış işlemlerinin tamamlanana kadar sonuca ulaşılması, satış masraflarının satış bedelinden düşülerek tüm tasfiyenin tamamlanmasıyla tarafların hak ve borçlarının belirlenmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2- Bozma nedenlerine göre, davalı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi