3. Hukuk Dairesi 2020/10631 E. , 2021/1408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; murisleri ile davalının müşterek gayrimenkulleri ile kiraladıkları tarım arazilerini kullanarak çeltik tarımı yapmak üzere adi ortaklık kurduklarını, elde edilen kazancın ortaklar arasında paylaşıldığını, murislerinin vefatından sonra ortaklığın bir süre davalı ile devam ettirildiğini ancak, davalının haklarını vermediğini ileri sürerek; 93.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı; davacıların herhangi bir haklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 09/04/2015 tarihli ve 2014/13677 E. 2015/5926 K. sayılı ilamla, taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğu, davacıların adi ortaklıktan kaynaklı alacaklarını talep ettikleri, bir ortağın adi ortaklıktan kaynaklanan alacağını istenmesinin, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyesini de kapsayacağı, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin usulünce tasfiye edilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile, tarafların ortak oldukları ""... Varisleri- ... Adi Ortaklığı"" adlı adi ortaklığın, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 05/06/2020 tarihli 3. aşama (son) bilanço raporundaki açıklamalar doğrultusunda feshine-tasfiyesine,
Buna göre;
a-) Ortaklığın yönetici ortağı olan davalı ..."ın uhdesinde olduğu belirlenen, 194.863,65 TL paradan, ortaklık oranı olan 4/8"si oranındaki 97.431,85 TL"den daha önce diğer ortaklara ödendiği tespit edilen toplam 56.000,00 TL düşüldükten sonra kalan 41.431,80 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsili ile diğer ortaklar;
Davacı ..."a ortaklık payı (1/8) oranında 10.357,95 TL,
Davacı ..."a ortaklık payı (1/8) oranında 10.357,95 TL,
Davacı ..."a ortaklık payı (1/8) oranında 10.357,95 TL,
Davacı ..."e ortaklık payı (1/8) oranında 10.357,95 TL şeklinde verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, her ne kadar, bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarih ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.)
Diğer taraftan; ortaklar, ortaklık için bir takım avanslar verdiklerini ve masraflar yaptıklarını iddia ediyorlarsa, bunların da BK"nın 539. (TBK"nın 643.) maddesi gereğince ortaklığın tasfiyesinde istenebilmesi ve bilhassa ortaklığın mahkemece yapılan tasfiyesi esnasında dikkate alınması olanağı vardır. Ancak kuşkusuz bu gider ve masrafların talep edilebilmesi için, ispat edilmesi zorunludur. Bu ispat ise yasal delillerle ve duruma göre takdiri delillerle ve özellikle bilirkişi incelemesi ile yaptırılabilir. (Adi Ortaklık Doç. Dr. Oruç Hami Şener sf. 620-629)
Hükmüne uyulan bozma ilamında; adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin ilk aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm mal varlığı (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlenmesi, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmesi, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde, taraflardan delilleri sorularak toplanması, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosunun taraflara tebliğ edilmesi, tarafların bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmesi gerektiği açıkça ifade edilmesine rağmen, tasfiye işleminin bozma ilamında belirtilen sıra ve yönteme göre yapılmadığı; yönetici ortak olan davalıdan hesap listesinin istenilmediği, yine üçüncü aşamada belirtilen, ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payının geri verilmesi, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar,giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilançonun düzenleneceği belirtilmesine rağmen, davalı yönetici ortağın dosya kapsamına sunduğu yaptığı masraflara ilişkin olduğunu iddia ettiği kira sözleşmeleri, tarım destekleme belgeleri, kredi ödemeleri ve diğer birtakım ödeme belgelerinin söz konusu ortaklık ilişkisi çerçevesinde yapılıp yapılmadığı hususunun tasfiye kurulunca değerlendirilmediği, taraflar arasındaki çeltik ortaklığına ilişkin masraf noktasında herhangi bir belirleme yapılmamış olduğu anlaşılmakla, söz konusu tasfiye işleminin sonuç bilançosunun hükme esas alınamayacağı açıktır.
Bu itibarla, mahkemece; Dairece verilen 09/04/2015 tarihli ve 2014/13677 E. 2015/5926 K. sayılı bozma ilamında belirtilen sıra ve yönteme uygun olarak yukarıdaki açıklamaları da karşılar nitelik ve nicelikte tasfiye heyetinden rapor alınması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.