Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 14.06.2012 tarih, 3336/20543 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından, borçlu itirazının kaldırılması istemiyle ilgili olarak açılan davada, mahkemece takip konusu senetteki imza açıkça inkar edildiğinden bu senedin İİK"nun 68.madde kapsamında belge olmadığından istemin reddine karar verilmiştir.İcra takibinin dayanağı belgede geçerli bir tanzim yerinin bulunmaması ve bu nedenle kambiyo senedi vasfında olmaması, onun “mücerret borç ikrarını içeren” belge olma niteliğini etkilemez. Dolayısıyla, tanzim yeri bulunmayan bono, İİK"nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya borçlunun itirazının kaldırılması olanağını tanıyan “mücerret borç ikrarını içeren” belgelerdendir. Zira takibin dayanağı bu senet mücerret borç ikrarını taşımaktadır. Bu nedenle, mahkemenin aksine gerekçesi yerinde bulunmamaktadır.Somut olaya bakıldığında, takip dayanağı 30.08.2007 tanzim 20.09.2007 ödeme tarihli 22.000 TL "lik senet üzerindeki imzanın borçlu R G in eli ürünü olup olmadığı hususunda mahkemece alınan Grafolog bilirkişi A. B.n 13.09.2010 tarihli raporunda,imzanın borçlu elinden çıktığını gösterir grafolojik uyum tespit edilemediği görüşünün belirtildiği, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/307 sayılı dosyasından dayanak bonodaki imzanın incelendiği ve 29.03.2010 tarihli Grafolog bilirkişi D.K."nun 06.04.2007 tarihli belgedeki imzasına atfen dava konusu senetteki imzanın R.G.e ait olduğunun bildirildiği, bunun üzerine mahkemece grafolog bilirkişi Alper Baykal"dan alınan 27.05.2011 tarihli ek raporda dayanak bonodaki imzanın Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan raporda incelenen 06.04.2007 tarihli belgedeki R.G.ismi üzerinde atılı bulunan imzayı atan şahıs elinden çıktığı görüşü ile rapor verildiği, yine mahkemece raporlar arasında çelişki olduğu mevcut raporun hüküm kurmaya elverişli olmadan yazılı gerekçe ile karar verildiği anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve dayanak bonodaki imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığı hususunun açıklağa kavuşturulması için, konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bozulması gerekirken Dairemizce Asliye Ticaret Mahkemesince alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek imzanınborçlu elinden çıktığı anlaşıldığından bahisle itirazın kaldırılması isteminin kabulü gerektiği gerekçesi ile bozulduğu görüldüğünden borçlunun karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.SONUÇ:Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2012/3336 Esas, 2012/20543 Karar ayılı ve 14.06.2012 tarihli bozma kararının kaldırılmasına mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.