MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/03/2016 tarih ve 2016/28-2016/31 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi borçlular vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden borçlular, banka genel kredi sözleşmeleri nedeniyle 7.427.522,- TL yönünden verilen ihtiyati haciz kararına itiraz etmişlerdir.
Davalı alacaklı, itirazın reddedilmesini istemiştir.
Mahkemece borçluların itirazının reddine karar verilmiştir.
Kararı borçlular vekili temyiz etmiştir.
1-Uyuşmazlık ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Alacaklı banka, borçlular ... Gıda San. Tic. A.Ş, ... Meşrubat Tüketim Mamülleri Pazarlama A.Ş. ve gerçek kişiler hakkında 27.10.2010, 29.01.2015 ve 23.01.2015 tarihli genel kredi sözleşmeleri nedeniyle ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. Dosya içeriği itibariyle sözleşmelerde şirketlerden birinin asıl borçlu diğerinin müteselsil kefil oldukları, gerçek kişilerin ise bütün sözleşmelerde müteselsil kefil durumda bulundukları anlaşılmaktadır. Alacaklı banka, sözleşmelerin 29.01.2016 tarihinde kat edildiğini, borçlu ve kefillere 29.01.2016 tarihinde ihtarname gönderildiğini belirterek ihtiyati haciz isteminde bulunmuş ve mahkemece aynı gün ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İİK 257/1 maddesi gereğince ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın muaccel hale gelmiş olması gerekmektedir. Borçlulara gönderilen ihtarname incelendiğinde borcu ödemeleri için 24 saat ödeme süresi verildiği anlaşılmaktadır. Gönderilen ihtarnamede belirtilen süre dolmadan ve alacak muaccel hale gelmeden ihtiyati haciz isteminde bulunulması alacaklı tarafından çelişkili davranış niteliğindedir. Bu itibarla, şirketlerin birbirlerine kefil oldukları da gözetildiğinde borcun muaccel olmadığı anlaşılmaktadır. İhtarname ile asıl borçluya verilen ödeme süresi dolmadan ve kefiller yönünden ise asıl borçluya ihtarname tebliğ edilmeden ve verilen atifet mehli dolmadan (TBK. 586) borcun muaccel olmayacağı gözetilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle borç muaccel olmadan ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden ihtiyati hacze itirazın kabulü gerekirken mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararının BOZULMASINA, (2) sayılı bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden borçlulara iadesine, 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.