Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19454
Karar No: 2018/10390
Karar Tarihi: 23.10.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/19454 Esas 2018/10390 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/19454 E.  ,  2018/10390 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 23.10.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalılardan bedelini ödeyerek 267 ada 22 parsel no lu taşınmazın tevhit edilmeden önceki parsellerinden olan 267 ada 9 nolu parseli 21.08.1996 tarihinde satın aldığını, taşınmaz için davacının eski para birimi ile 7.000.000 Milyar, şimdiki para birimi ile 7.000 TL ödediğini, davacının 267 ada 9 nolu parseli satın aldıktan sonra hissedarı bulunduğu 267 ada 8 no lu parsel ile tevhit edildiğini ve tevhit sonunda 267 ada 22 parselin oluştuğunu, daha sonra davalıların kardeşi Kemal Şanlı"nın davacı ve davalılara karşı ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/23 esas sayılı dosyası ile açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasında, davanın kabulü ile tevhit sonrası oluşan 267 ada 22 parselin davacı ... adına kayıtlı 868/1054 payın 227/1054 payının iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek 267 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki 227/1054 hisse payının iptaline ilişkin verilen mahkeme kararının kesinleştiği tarihteki güncel rayiç bedelinin yine iptale ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, olmadığı takdirde 21.08.1996 tarihinde ödenen 7.000 TL"nin iptal olunan hisse oranında denkleştirici adalet ilkesi gereği dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücü oranında uyarlanarak güncellenmiş bedelinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının talep hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece; muris muvazaası nedeni ile tapu iptal ve tescil davasında taraflar arasındaki satışın muvaazalı olduğu gerekçesi ile tapu iptal ve tescil kararı verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, bu durumda taraflar arasında yapıldığı iddia edilen taşınmaz satışı ve bedelin ödenmesine ilişkin sözleşmenin hukuken var olmayan bir sözleşme olduğu, somut olayda satış yapıldığı iddia edilen işlemin aslında hiç yapılmamış olduğu, mirasçılardan mal kaçırmak saiki ile yapılan bir işlem olduğu, taraflar arasında gerçek bir alım satım işlemi olsa idi muris muvazaası nedeni ile açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerektiği oysa ki davanın kabul edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava konusu uyuşmazlık; satışın muvazaalı olduğu gerekçesi ile iptal edilen tapu kaydı nedeniyle, ödendiği iddia edilen satım bedelinin sebepsiz zenginleşme esaslarına göre davalılardan iadesi talebine ilişkindir.Dosyanın incelenmesinden; davalıların kardeşi tarafından, davalılar ve iş bu davanın davacısı aleyhine muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davasının açıldığı; mahkemece, murisin mal kaçırmak amacıyla davalı kızlarına dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak devrettiği, ayrıca davacı tanıklarının beyanları ile diğer davalı ..."in de bu hususta uyarılmasına rağmen taşınmazı satın aldığı dolayısıyla muvazaaya vakıf olduğu, bu nedenle TMK 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği kararın temyiz incelemesinden geçerek 25.03.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli(haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Somut olayda; kesinleşmiş mahkeme kararı ile, davacı adına olan tapu kaydı iptal edildiğine göre; davacı, bu satış nedeni ile ödediği bir bedel var ise, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre bu bedeli davalı taraftan talep edebilecektir.Davacı bu satış için davalılara 7.000,00 TL ödediğini iddia etmiş ise de bu iddiasını yazılı belge ile ispat edememiştir.Kural olarak muvazaalı işlemin tarafları birbirine karşı kendi muvazaasına dayanarak talepte bulunabilir, üçüncü kişilere karşı bu durumu ileri süremez ise de, somut olayda olduğu gibi “tapu da bedelin düşük gösterilmesi suretiyle yapılan muvazaa” taraflar arasındaki muvazaa niteliğinde değildir. Bu nedenle, tapuda bedelin düşük gösterilmesi suretiyle yapılan muvazaaya dayanılarak talepte bulunulması da olanaklı değildir. (HGK. 11.05.2011 gün 2011/13-173-291). Bu durum karşısında mahkemece; davacının dava konusu taşınmazlar için tapudaki resmi akit tablosunda ödemiş olduğu bedelin, ifanın imkansız hale geldiği, tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihi itibariyle enflasyon tüketici eşya fiyat endeksi, altın, döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün uzman bilirkişi kurulu ile belirlenmesi suretiyle iptal edilen hissesine tekabül eden kısım dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nederlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi