21. Hukuk Dairesi 2015/10469 E. , 2016/3678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının dava tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “...sigorta sicil numaralı davacı ..."ın .../.../2011 tarihli tahsis talebini takip eden ay başı olan 01/.../2011 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine” karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; işbu dava ile birlikte açılan hizmet davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydolunan Mahkemenin 01/.../2013 tarih ve 2013/203 Esas ve 2013/117 Karar no lu ilamının Yargıtay ....Hukuk Dairesi"nce onanmak suretiyle kesinleştiği, davacının .../.../2011 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu, davacının 600 günlük askerlik borçlanması hizmet süresi, 724 günlük Bağ-Kur sigortalılık süresi, 02/02/1975-.../.../2011 tarihleri arasında 1418 günlük SSK lı hizmeti olmak üzere toplam 2742 gün hizmetinin bulunduğu, yaşlılık aylığına hak kazanabilemesi için aranan 3600 gün şartını yerine getirmemiş olduğu, davacının kesinleşmiş olan Mahkeme ilamı neticesi 795 gün SSK lı sürelerinin Kurum"a bildirilmemiş olması nedeniyle SSK lı hizmet sürelerinin 2213 gün olarak yeniden düzenlendiği, toplam hizmet süresinin tahsis talep tarihi olan .../.../2011 tarihi itibariyle 3537 gün olarak tespit edildiği, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerinin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanunun 8. maddesinde, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağını belirtilmiştir.
O halde uyuşmazlık, davacının 506 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamındaki sigortalılık süresine göre, davacıya 506 sayılı Kanunun geçici 81/C maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlanıp bağlanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın geçici 81. maddesinin C-a) bendinde, "....05.2002 tarihinde ... yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır." hükmü yer almakta olup, devamındaki b) bendinde ise; ....05.2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerin hangi şartlarda yaşlılık aylığı bağlanabileceği sıralanmıştır.
Somut olayda; hizmet tespitine ilişkin hüküm 01/.../2013 tarihinde kesinleşmiş olup bu tarih öncesi tarih olan, tahsis talep tarihinin esas alınarak yaşlılık aylığı koşullarının değerlendirilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, yaşlılık aylığı koşulları için tahsis talep tarihinin esas alınması halinde dahi davacının 3600 gün prim ödeme gün koşulunu da sağlamadığı ortadadır. Hal böyle iken Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.