Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/9-238
Karar No: 2013/1564
Karar Tarihi: 13.11.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/9-238 Esas 2013/1564 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/9-238 E.  ,  2013/1564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: Sinop Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 05/06/2012
    NUMARASI : 2012/211  E-2012/447  K.

    Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sinop 1.Asliye Hukuk  (İş Mahkemesi) Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 05.02.2009 gün ve 2001/25 E.-2009/45 K. sayılı kararın incelenmesi davacı  vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 26.10.2011 gün ve 2009/23325 E.-2011/41229 K. sayılı ilamıyla;      
    (...A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde suçlanarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacağı istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davacının işverene ait parayı bankadan çekerek kendi hesabına yatırması nedeniyle haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının zimmetine para geçirmesi nedeniyle iş sözleşmesini işverenin haklı nedenle feshettiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedilip edilmeği noktasında toplanmaktadır.
    Sinop C.Başsavcılığı tarafından davacı hakkında zimmet ve evrakta sahtecilik suçlarından dava açılmıştır.
    Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/79 E. 2004/84 K. sayılı ilamında sanık İ. T.A.a kooperatif yönetim kurulu üyesi S.S..tarafından kendi adına belgelere imza atması için muvafakat verildiği ve buna ilişkin yazılı belgenin dosya içinde bulunduğu, bu nedenle sanık İ.T.A.için resmi evrakta sahtecilik suçunun oluşmadığı, yine kooperatifin hesabında bulunan  5 Milyar TL sanık İsmail T.A.tarafından banka hesabından çekilerek kendi şahsi hesabına aktarıldığı ve tekrar 04.01.1999 tarihinde hesabından çekerek kooperatif hesabına giriş yapıldığı, bu işlemin kooperatif borçlarının banka tarafından kaynakta blokesini engellemek amacıyla yapılması nedeniyle zimmet suçunun unsurlarının oluşmadığı belirtilmiştir.
    Aynı kararda davacıya kooperatif masraflarını fazla göstermek suretiyle 29.07.1999 tarihinde 394.767.626 TL, (394,76 TL) yine aynı tarihte 496.230.050 TL ( 496,23 TL ) zimmetine geçirmekten dolayı zimmet suçundan 5 yıl 10 ay ağır hapis ve 413.525.000 TL ( 413,52 TL ) ağır para cezası verilmiştir.
    Karar sanık tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237, 5320 ve 5326 sayılı kanunlar uyarınca değerlendirme yapılmak üzere dosya iade edilmiştir. 
    01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK uyarınca davacıya verilen ceza ile ilgili eski veya yeni TCK hangisinin sanığın lehine olduğuna ilişkin 08.02.2006 tarihinde ek karar verilmiştir. Bu ek kararda sanık İ.T.A.’a 5237 sayılı TCK 155/2 maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçundan dolayı 2 yıl 1 ay hapis ve 600 TL adli para cezası verilmiştir.
    Sanık İ. T.A.tarafından bu ek karar temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5.Ceza Dairesinin 21.05.2007 gün ve 2007/3109-3784 E.K. sayılı kararında dosya içindeki üç ayrı bilirkişi raporu ile idari soruşturma sonrası düzenlenen rapor arasında zimmetin varlığı ve miktarı hususunda önemli farklar bulunduğu belirtilerek eksik inceleme ile karar varıldığı, kabule göre de sanığın sabit kabul edilen personeli oldukları kooperatifin parasını mal edinme fiillerinin 1163 sayılı kooperatifler kanunun 62.maddesi yoluyla kamu görevlisi deyimine dahil memur olması nedeniyle zimmet suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek güveni kötüye kullanmaktan karar verilmesi nedeniyle karar bozulmuştur.
    Sinop Ağır Ceza mahkemesince bozma kararı üzerine yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Ankara 4.Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla alınan 07.04.2008 tarihli bilirkişi raporunda zimmet olarak belirlenen miktarın birçok belgenin bir arada gider yazılması nedeniyle toplam hatasından veya bazı belgelerin müfettişlerce geçerli kabul edilmemesinden yada görülmemesinden kaynaklandığından zimmet suçuna ilişkin yasal unsurların bulunmadığı belirtilmiştir. Bu rapor üzerine Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/46 E. 2008/33 K. sayılı kararında davacının 496,23 YTL ve 394,76 YTL zimmetine geçirme suçunu işlemediğinden beraatine karar verilmiştir.
    Dosya içindeki Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin kararları dikkate alındığında davacının üzerine atılı değişik zamanlarda 5 milyar TL, 496,23 YTL ve 394,76 YTL zimmetine geçirdiği ispat edilememiştir. Davalı işveren iş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmamaktadır. Dosya içindeki bilirkişi raporu bir değerlendirmeye tabi tutularak davacının kıdem ve ihbar tazminatı hüküm altına alınmalıdır...)    
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.    

      TEMYİZ EDEN  :  Davacı vekili  

                       HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:    
    Dava; ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.    
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif bünyesinde Ocak-1986 tarihinden itibaren aralıksız olarak işçi sıfatı ile çalışmakta iken Nisan-1999 tarihinde göreve gelen yeni yönetim tarafından haksız ve İş Kanunu hükümlerine aykırı olarak 28.11.2000 tarihinden itibaren işten çıkartıldığını, müvekkilinin 14 sene 11 ay süre ile bu işte çalışmış olduğunu, en son aldığı aylık maaş bürütünün 578.000.000 TL olduğunu, belirterek kıdem ve ihbar tazminatı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.  
    Davalı  işveren vekili, yapılan tahkikat neticesinde İş Kanunu"nun 17/2.maddesinde ifadesini bulan ve işverene bildirim önelini beklemeksizin fesih yetkisi tanıyan "ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri" çok aşan ve hatta suç teşkil eden davacının fiillerine muttali olduğunu, suç teşkil eden bu eylemleri öğrenen yönetim kurulunun aynı  gün davacının iş akdini 28/11/2000 tarihi itibari ile sona erdirildiği  belirterek  davanın reddine  karar  verilmesi savunulmuştur.
    Mahkemece; Sinop Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilgili dosyası ile yapılan yargılama sonucu verilen kararlar ve talimat yoluyla yapılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya sunulan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu da dikkate alındığında davacının Sinop Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “işlemin 31.12.1998 tarihinde yapıldığı ve yönetmeliğe aykırı olarak işlem yapıldığı ve bu şekilde sanığı görevini kötüye kullandığı, fakat 23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenen suçlarda 4616 Sayılı Yasa uyarınca davanın ertelenmesi gerektiğinden sanığın görevi kötüye kullanmak suçunu işlediği anlaşılmakla..” şeklindeki kabul ve değerlendirmesinin Yargıtay 5.Ceza Dairesi tarafından kabul gördüğü ancak bu eylemle ilgili olarak açılan davanın zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesine karar verildiği; bu haliyle davacının iş akdinin feshine dayanak yapılan hukuka aykırı eyleminin kesinleşmiş yargı kararı ile sübut bulduğu, gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.  
    Özel Daire’ce, yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.    
    Yerel mahkemece, önceki gerekçesi ve “Sinop Ağır Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılandığı 2011/39 Esas sayılı dosyasına da yansıdığı, keza dosya içerisinde mevcut 28.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda da kooperatif kasasından 886,67 TL"nin çıktığı bu paranın 491,00 TL"sinin sanık İ.T. A."ın sorumluluğunda olduğu yine fazla çıkan 35,13 TL"den İ. T. A.ın sorumlu olduğu 31.12.1998 günü güçlendirme fonu hesabından kooperatifin masraflar hesabına aktarılan ve oradan da İ. T. Arar"ın şahsi hesabına geçirilen ardından 04.01.1998 günü çekilerek kooperatif hesabına giriş yapılan 5.000,00 TL ile ilgili kooperatif defterlerinde bir kaydın bulunmadığı açık olup, bu hususun zimmet suçu oluşturacağı” belirtilerek önceki hükümde direnilmiştir.    
    Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, ilk kararda yer almayan  “Sinop Ağır Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılandığı 2011/39 Esas sayılı dosyasına da yansıdığı, keza dosya içerisinde mevcut 28.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda da kooperatif kasasından 886,67 TL"nin çıktığı bu paranın 491,00 TL"sinin sanık İ. T. A."ın sorumluluğunda olduğu yine fazla çıkan 35,13 TL"den İ. T. A."ın sorumlu olduğu 31.12.1998 günü güçlendirme fonu hesabından kooperatifin masraflar hesabına aktarılan ve oradan da İsmail T. A.."ın şahsi hesabına geçirilen ardından 04.01.1998 günü çekilerek kooperatif hesabına giriş yapılan 5.000,00 TL ile ilgili kooperatif defterlerinde bir kaydın bulunmadığı açık olup, bu hususun zimmet suçu oluşturacağı” gerekçesi eklenerek verilen  kararın  gerçekte  yeni hüküm  niteliğinde  olup  olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Daire’ce mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429.maddesi). Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek,  dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.  
    Somut olayda ise; yerel mahkeme, temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği “Sinop Ağır Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılandığı 2011/39 Esas sayılı dosyasına da yansıdığı, keza dosya içerisinde mevcut 28.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda da kooperatif kasasından 886,67 TL"nin çıktığı bu paranın 491,00 TL"sinin sanık İ.T. A."ın sorumluluğunda olduğu yine fazla çıkan 35,13 TL"den İ. T.A.ın sorumlu olduğu 31.12.1998 günü güçlendirme fonu hesabından kooperatifin masraflar hesabına aktarılan ve oradan da İ.T.A."ın şahsi hesabına geçirilen ardından 04.01.1998 günü çekilerek kooperatif hesabına giriş yapılan 5.000,00 TL ile ilgili kooperatif defterlerinde bir kaydın bulunmadığı açık olup, bu hususun zimmet suçu oluşturacağı” gerekçesine yer vererek, yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak "direnme" olarak adlandırdığı kararı vermiştir.  
    Mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.  
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.  
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.  
    S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 5521 sayılı Kanunun 8/son maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.  

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi