14. Hukuk Dairesi 2015/14851 E. , 2017/5400 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.11.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 7, 38, 60, 97, 101, 151, 194, 453, 474 parsel sayılı taşınmazların ortaklığının satış yoluyla giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... Temyiz etmiştir.
1-Dava konusu 7, 38, 97, 101, 151, 194, 453, 474 parsel sayılı taşınmazlar yönünden; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu 60 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olayda; davalı ...’un dava konusu 60 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat için aidiyet iddiasında bulunduğu, Rize 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/536 Esas sayılı dosyası ile muhtesatın aidiyeti davası açtığını bildirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, Rize 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/536 Esas sayılı dosyası ile açılmış olan muhtesatın aidiyeti davası’nın sonucunun beklenmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’un dava konusu 7, 38, 97, 101, 151, 194, 453, 474 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, onanan kısım için onanan kısım için taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 27.70 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine,
2 no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’un 60 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazının kabulü ile hükmün anılan taşınmaz yönünden BOZULMASINA, 21.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.