Taraflar arasındaki “rücuen alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erzincan 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 07.10.2008 gün ve 2007/336 E.- 2008/372 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan İ.M. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 21.04.2011 gün ve 2011/4242 E-2011/4774 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, davalı T.İ. T. San.Ltd.Şti."nin Vakıflar Bankası Erzincan Şubesi’nden genel kredi sözleşmesi uyarınca almış olduğu krediye diğer davalı İ.Mevsim ile birlikte kefil olduğunu, vadesi gelen borcu davalılar ödemediği için müvekkilinin kefil sıfatıyla 11.04.2007 tarihinde ilgili bankaya ödediğini, davalılar tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilince ödenen 19.550,18 TL"nin 11.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı İ.M. vekili, kredi sözleşmesinin yasal unsurları taşımadığını, bu nedenle kefillerin sorumlu olamayacağını, kefillerin sorumlu olduğu miktarın sonradan tanzim edildiğini, müvekkilinin borcun ancak yarısı olan 9.775,09 TL"den sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı T.İnşaat Turizm San. Tic.Ltd.Şti."nin asıl borçlusu olduğu kredi borcunun ödenmemesi üzerine kefil sıfatıyla davacının 11.04.2007 tarihinde 19.550,18 TL ödediği, davacı ile davalı İ.M. birlikte kefil olduklarından sorumluluklarının eşit olacağı, davacının davalı İbrahim’den ancak yaptığı ödemenin yarısını isteyebileceği, davalı T. İnşaat Turizm San.Tic.Ltd.Şti."nin yapılan ödemenin tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 19.550,18 YTL"nin davalı T. İnş.Turizm San.Tic.Ltd.Şti."den, bu meblağın yarısı olan 9.775,09 TL"nin davalı İbrahim Mevsim"den müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı İ. M. vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı İbrahim Mevsim vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
2-Dava, davalı şirketin kullandığı kredinin bakiye borcunun müşterek müteselsil kefil olan davacı şirket tarafından ödenmesi üzerine borçlu şirket ve müşterek borçlu müteselsil kefil olan diğer davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekilinin söz konusu borca karşılık olarak davacıya 30.12.2007 vadeli 4.370. Euro bedelli senet verildiğini, bu senedin de hüküm kurulurken dikkate alınması gerektiğini savunduğu, davacı E.T.’in ise 22.04.2008 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında, dava konusu borca karşılık davalıdan 4.370 Euro bedelli senedi aldığını; ancak, senet bedelinin davalı tarafından ödenmediğini beyan etmesine rağmen mahkemece, bu senet nazara alınmadan tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 19.550,18 TL"nin davalı T.İnş. Turizm. San.Tic.Ltd.Şti."den, bu meblağın 9.775,09 TL"nin davalı İ.M."den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ise de davacı dava konusu borca karşılık senet aldığını, senedin de kendisinde olduğunu iddia ettiğine göre, bu senedi mahkemeye tevdi etmeden bu senette yazılı olduğu miktar kadar kısma yönelik alacağın tahsiline karar verilmesi mümkün değildir. Bu itibarla öncelikle davacıya dava konusu borcun bir kısmına karşılık olarak aldığı senedin mahkemeye tevdiinin istenmesi, tevdi edilmesi halinde bu bono bedelinin dahi tahsiline karar verilmesi, tevdi edilememesi halinde ise bu kısma ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılardan İ. M. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kefil tarafından ödenen kredi borcunun asıl borçludan ve diğer kefilden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalılardan İ. M.vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalılardan İ. M.vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu borcun bir kısmına karşılık olarak asıl borçlu davalı şirket yetkilisinin şahsı adına tanzim ettiği 4.370 Euro bedelli bononun yerel mahkemeye tevdi edilip edilmediği ve bu bono tutarının dahi tahsili yönünde hüküm kurulmasının gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, davacının B.Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti olmasına rağmen yerel mahkemece karar başlığında davacı olarak sadece anılan şirketin yetkilisinin isminin yazılması hususu, mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi bir hata olarak görülmüştür.
Somut olayda; dava dışı asıl kredi borçlusu olan davalı şirketin yetkilisi M. T. tarafından keşide edilen ve lehdarı davacı şirket olan 4.370 Euro bedelli bononun tanzim edildiği ve bu bononun, davaya konu kredi borcu için 11.04.2007 tarihli ‘tutanak’ başlıklı belgeye istinaden davacıya verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yerel mahkemenin 22.04.2008 tarihli duruşma tutanağında yer alan isticvap beyanında davacı vekili; 11.04.2007 tarihli tutanak gereğince davalının 30.12.2007 vade tarihli 4.370 EURO bedelli senedi verdiğini, senet bedelinin halen ödenmediğini ifade ederek senet aslını mahkemeye sunmuş ve yerel mahkemece kurulan ara karar hükmü ile de “davacı tarafından sunulan senet aslının Yazı İşleri Müdürlüğü kasasında muhafaza edilmesine,” karar verilmiştir.
Bu itibarla, bozma ilamında mahkemeye tevdi edilmesinin gerekliliğine işaret edilen bono, aslında 22.04.2008 tarihli duruşmada yerel mahkemeye ibraz edilmiş olup, bononun Yazı İşleri Müdürlüğü kasasında muhafaza edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; bono aslının mahkemeye tevdi edilmiş olduğuna ilişkin Yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerindedir. Ne var ki, esasa ilişkin diğer temyiz itirazları Özel Daire’ce incelenmediğinden, bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan davalılardan İbrahim Mevsim vekilinin işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 440/3.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 15.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.