1. Hukuk Dairesi 2014/19655 E. , 2017/1007 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar, paydaş oldukları 26, 30, 36, 1508, 1580, 1594, 448, 34, 35, 36, 114, 327, 710, 451, 452, 581, 582, 584, 585, 587, 620, 709, 252 parseller 17 ada 16 parsel, 18 ada 29 parsel, 55 ada 1 parsel ve 46 ada 17 parsel sayılı taşınmazları davalıların işgal ederek tamamını kullandıklarını, kullanmalarını engellediklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ile 5 yıl için şimdilik 10.000,00TL ecrimisilin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, tarla niteliğindeki taşınmazlar yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşmediği, lokanta olarak kiralanan 17 ada 16 parsel, butik olarak kiralanan 18 ada 29 parsel ve ayakkabı dükkanı olarak kiralanan 46 ada 17 parsel sayılı taşınmazların toplam 37.777,77-TL ecrimisil bedelinden taleple bağlı kalınarak 10.000TL ecrimisilin tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi isteği yönünden ise bir değer bildirilmediği gibi, çekişmeli taşınmazların tamamının değerinin keşfen belirlenmediği, harç ikmal ettirilmediği, bu durumda elatmanın önlenmesi isteği yönünden harç alınmaksızın neticeye gidildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri, yıkımı istenen şeyin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, dava konusu üç taşınmaz hakkında ecrimisil talebi yönünden kabul kararı verildiği ancak diğer taşınmazlarla ilgili olarak ecrimisil ve elatmanın önlenmesi istekleri yönünden olumlu veya olumsuz hükmün kurulmaması dava konusu taşınmazların mülkiyet durumunun tam ve doğru olarak tespiti gerektiğinin gözetilmemesi, Şiracı Köyünde kain 448, 34, 35, 36, 114, 327, 710, 451, 452, 581, 582, 584, 585, 587, 620, 709 ve 252 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydı ve tedavüllerinin mercinden getirtilmeden de sonuca gidilmesi de isabetsizdir.
Tarafların temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyize konu diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.