22. Hukuk Dairesi 2018/8641 E. , 2018/14877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde, başından beri davalı işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin bildirimsiz ve geçerli sebep olmaksızın feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, davacı ile müvekkili idare arasında iş ilişkisi bulunmadığını, davanın yüklenici firmalara yöneltilmesi gerektiğini, işçinin yerine getirdiği iş yönünden idarenin asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurma yetkisi bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... İnşaat Taah. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine; davalı ... İnş. Taah. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki dava yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, verilen karar Dairemizin 19/02/2014 tarih 2014/1722 Esas 2014/3013 Karar sayılı ilamı ile; davalı kurum ile dava dışı alt işverenler arasında muvazaa bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapılmak ve son alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilerek taraf teşkili sağlanmak üzere bozulmuştur. Akabinde davacı vekilinin maddi hata düzeltim istemini üzerine Dairemizin 08/12/2014 tarih 2014/32016 Esas 2014/34660 Karar sayılı ilamı ile; Dairemizin 19/02/2014 tarih 2014/1722 Esas 2014/3013 Karar sayılı bozma ilamının taraf teşkiline yönelik (1) numaralı bendinin ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde mahkemece; davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığı, geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu kabul edildiğinden davacının son alt işveren olan dahili davalı ... İnşaat Taah. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti."ndeki işine iadesine karar verilmiş, işe iadenin yasal sonuçları olan boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatından, davalı ... Müdürlüğün asıl işveren sıfatıyla dahili davalı şirket ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirlenmiştir.
Temyiz:
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında asıl işveren davalı ile alt işverenler arasında muvazaa olup olmadığı, uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka ilişki muvazaaya dayanmamalıdır. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür. Sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir.
Dosya kapsamında; davalı işverenin, davacı işçinin iş sözleşmesini yazılı olarak feshettiğine, fesih sebebini açıkça bildirdiğine dair kayıt ve belge bulunmamaktadır. Davacının iş sözleşmesinin feshi anılan usul ve kurallara uygun olarak feshedilmediğinden yapılan fesih geçersizdir.
Diğer taraftan, davacının açtığı ... 16. İş Mahkemesi’nin 2011/1451 Esas 2012/550 Karar sayılı dava dosyasında davalı asıl işveren ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı tartışılmış, mahkemesince davalı asıl işveren ile dava dışı alt işverenler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu tespit edilmiştir. Bu karar temyiz edilmekle Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2012/35233 Esas 2012/38493 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Bu anlamda, söz konusu dosya ile davacının, davalı ... Müdürlük ile ... Sendikası arasında bağıtlanan 13. dönem toplu iş sözleşmesinin yürürlükte olduğu 2009-2011 dönemi yönünden, davalı asıl işveren ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit hale gelmiştir. Öte yandan, Dairemizin seri kapsamında incelemesinden geçen ve davalı son alt işveren ... İnşaat Taah. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin ihbar olunan sıfatıyla yer aldığı 02/06/2016 tarih 2016/13514 Esas 2016/16259 Karar sayılı ilam ile de; fesih tarihini de kapsayan 2009-2013 dönemine ilişkin olarak, mahkemece yukarıdaki sonuca ulaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı kabul edilmiş ise de, uyuşmazlığa konu çalışma dönemine ilişkin, davacının ve emsali olan işçilerin açtıkları davalar neticesinde verilen, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararlarının varlığı ve feshin geçersizliği hep birlikte dikkate alındığında davacının davasının kabulü ile davacının asıl işveren ...’ndeki işine iadesine karar verilmesi dosya içeriğine uygun düşecektir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkeme kararının bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının ...’ndeki işine İADESİNE,
3-Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarife uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça sarf edilen 590,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/06/2018 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.