3. Hukuk Dairesi 2017/923 E. , 2018/10512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 9 adet 22 ayar bilezik, 8 adet 1/2 (yarım altın) 22 ayar, 37 adet çeyrek altın, 1 adet altın gerdanlık, 1 çift küpe altın ile 1 adet altın set 22 ayar olan takıların kendisine ait olup aynen iadesini olmadığı takdirde değerinin ödenmesini talep etmiştir.Davalı; yerleşik Yargıtay içtihatlarında düğünde kim tarafından takılırsa takılsın ziynet eşyalarının geline ait olduğunu, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini dilemiştir.
Mahkemece; her ne kadar davacı tarafça davalıya takılan set takımı ve bilezikler ile davacıya takılan ve bilirkişice 2 adet olduğu belirtilen bilezikler de talep edilmiş ise de; Yargıtay içtihatlarına göre düğünde takılanın kadına ait olacağı, evliliğin iptalinin de boşanmanın sonuçlarını doğuracağı, bu nedenle kadına takılan takıların kadına ait olacağı, erkeğin sadece çeyrek ya da yarım altınlarla paraları talep edebileceği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü ile, davaya konu 37 çeyrek altın, 7 yarım altın, 2.880,00 TL para 178.00 TL takılan dolar karşılığı olan para, 220,00 TL takılan Euro karşılığı olan paranın mümkün olması halinde davalı tarafından davacıya aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 9.296,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davacı kocanın evliliğin iptali kararına dayanarak davalı kadına hediye edilen ve düğünde kendisine takılan altınların iadesine ilişkindir.
1- Hakim görevinden ötürü taraflar arasındaki uyuşmalığa ilişkin karar vermek için taraflarca getirilen vakıalara hukuk normunu uygular. Hakim, ihtilafa yönelik hukuk kurallarını araştırma, vakıalara uygulama ile ödevlidir. HMK"nın 33.maddesinde de “Hakim Türk Hukukunu resen uygular.” hükmü ile düzenlenen hakime yüklenen bu ödev gereğince olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakimin görevidir.Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir.Bağışlama, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermeyi üstlenmesi (taahhüt) ya da vermesi yoluyla bu iki kişi arasında yapılan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bağışlama, hukukî işlemlerin bir çeşidi olan sözleşme mahiyetindedir. Bu sözleşmede, yalnızca bağışlayan, bağışlanana belirli bir değeri verdiğinden ya da vermeyi üstlendiğinden ve bağışlanan karşılık bir değer vermeyi üstlenmediğinden, bu tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tek tarafa borç yükleyen bu sözleşme, kendisine değer kazandıran kişiyi (bağışlananı) teberru yoluyla zenginleştirme amacını gütmektedir.Düğün sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kendisine bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malıdır. Hukuken bağış niteliğinde olan düğünde takılan ziynet eşyaları yasada belirtilen belirli nedenlerin oluşması durumunda bağıştan dönülmek suretiyle geri istenebilir.Bağışlananın, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması veya yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemesi durumlarında bağışlayan, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir (TBK madde 295).
Düğünde takılan ziynetlerin iadesine ilişkin isteğin ise, Borçlar Kanunu madde 295 uyarınca bağışlamanın geri alınması hukuki sebebine dayanması halinde görevli mahkeme aile mahkemesi değil, genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesi olacaktır.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında ise;1-... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 20.10.2011 kesinleşme tarihli, 2010/83 Esas ve 2011/98 Karar sayılı kararı ile TMK"150 gereğince tarafların evliliğinin iptaline karar verilmiştir. 2- Bu halde taraflar arasındaki evlilik baştan itibaren iptal olmuştur. Davacının düğün merasiminde davalı kadına takılan ziynet eşyalarına ilişkin alacak talepleri yönünden yukarıdaki açıklamalar da gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın bağıştan rücu nedeniyle Borçlar Kanunu"ndan kaynaklandığı ve bu talepler yönünden görevli mahkemenin ise Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. Görev kamu düzenine ilişkindir. Yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından kendiliğinden dikkate alınmalıdır.Hal böyle olunca mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilmek suretiyle hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.