
Esas No: 2016/27252
Karar No: 2020/733
Karar Tarihi: 20.01.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/27252 Esas 2020/733 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 107 gün ücretinin ödenmediğini, 12-15 saat çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatil günleri ve hafta tatillerinde çalıştığı halde karşılığının ödenmediğini, bu sebeple davacının iş sözleşmesini 17.04.2014 tarihinde haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 01.01.2012 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, ... ürünlerinin ...daki bayilerinden biri olduklarını, davacının satış ve dağıtım elamanı olarak çalıştığını, işin mahiyeti itibari ile servis aracı olarak kullandığı araçta takip sistemi kurulu olduğunu, mesaiye 08.30-09.00 gibi başlandığını ve 17.00 de iş bitimi sona erdiğini, davalının babasının akciğer kanseri olması sebebi ie işleri takip edemediğini, davacının tüm kayıtları imha ederek depodan yaklaşık 80.000,00 TL ürünü hiç ettiğini, 17.04.2014 tarih itibari ile işe gelmediğini davalının kardeşine çalışmak istemediğini belirterek ayrıldığını, iddiaların gerçek dışı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin sona erme şekli ve davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususu ihtilaflıdır.İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. Yine 4857 sayılı Kanunu"nda, 5953 sayılı Basın İş Kanunu"nun 14. maddesinde öngörüldüğü gibi ücretin peşin ödeneceği öngörülmemiştir. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi kanuni yollardan talep etmesi mümkündür.Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir.Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanınmıştır.
İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin kanun ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanmış olması gerekir.
4857 sayılı Kanun"un 24/II-e. bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir.
Somut olayda; davacı vekili, 17.04.2014 tarihinde müvekkilinin 107 gün ücretinin ödenmemesi, 12-15 saat fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram genel tatil günleri ve hafta tatillerinde çalıştığı halde karşılığının ödenmediğini, işçi alacaklarını alamadığı gerekçesi ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirtmiştir. Mahkemece davacının, her ne kadar kolluğa intikal etmese de işverenin güvenini sarsacak hatta güveni kötüye kullanma suçu teşkil edebilecek fiillerinin ortaya çıkması sonucu işi bıraktığı, hizmet sözleşmesini haklı nedenle feshetmeyen davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir. Oysa davacının davalıya ait olduğu belirtilen depodaki 80.000,00 TL değerindeki mallarını sattığı ve hiç ettiği savunması yapılmış ise de davacı hakkında her hangi bir dava açılmadığı, şikayet olmadığı gibi bu savunmayı ispatlar delil de sunulmamıştır. İş sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği ve feshe ilişkin ödenmeyen ücret alacağı ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağının mahkemece kabul edildiği gözetilmeden kıdem tazminatının yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.