21. Hukuk Dairesi 2015/20681 E. , 2016/3837 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, Kuruma yapılan itirazın reddine dair sayılı Kurum kararının iptali ile idari para cezası ve faizleri ile birlikte gecikme zammı tahakkuk ettirilemeyeceğinin tespitine, 5510 sayılı Kanun"un 81/1-ı maddesi gereğince 2011/2 ila 5. dönemlerinde almış olduğu % 5 oranındaki prim teşvikine ilişkin muafiyetlerin iptali nedeniyle başlatılan takip kart numaralı prim borcuna ilişkin ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalı Kurum"un temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava, asıl dosya bakımından, Kurum"a yapılan itirazın reddine dair sayılı Kurum kararının iptali ile idari para cezası ve faizleri ile birlikte gecikme zammı tahakkuk ettirilemeyeceğinin tespiti; birleşen dosya bakımından ise; davacı şirketin 5510 sayılı Kanun"un 81/1-ı maddesi gereğince 2011/2 ila 5. dönemlerinde almış olduğu % 5 oranındaki prim teşvikine ilişkin muafiyetlerin iptali nedeniyle başlatılan takip kart numaralı prim borcuna ilişkin ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece asıl dosya bakımından, 5510 sayılı Kanun"un 86. maddesi uyarınca, primlerin tahsiline yönelik bir işlemin söz konusu olmadığı, 86. maddedeki prosedürün dava tarihi itibariyle henüz işlemediği, idari işlemin bulunmadığı, bulunmayan idari işlemin iptalinin de sözkonusu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; birleşen dosya bakımından ise; sigorta primine esas kazancın eksik bildirilmesinin 5510 sayılı Kanun"un 81/1-ı maddesinden yararlanmaya engel teşkil edeceğine dair bir düzenleme bulunmadığı, davacının Kurum"a % 5 prim teşvik indiriminden yararlanması nedeniyle prim borcunun bulunmadığı ve hakkında çıkartılan prim borcuna ilişkin ödeme emrinin iptalinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
./..
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı işyerinde 20/01/2011 tarihinde yapılan yerel denetim sırasında işyeri çalışanlarından "in aylık net 900,00 TL, "in ise 635,00 TL aylık aldıklarının tespit edildiği, 25/01/2011 tarih Y.ER:30 sayılı denetim raporuna göre davacı şirketin sigorta primine esas kazancı eksik bildirdiğinin tespit edildiği, tesit edilen eksik bildirim için işverenden 30/06/2011 tarih 13.795.609 sayılı yazı ile fark primler için ek bildirge istenildiği, işverenin 22/08/2011 tarihli dilekçesiyle bu talebe itiraz ettiği, Kurum"un sayılı yazısıyla itirazı reddettiği, davacı Kurum"un re"sen ek prim belgelerini düzenleyip işverene tebliğ etmeden, diğer bir deyişle, 5510 sayılı Kanun"un 86. maddesindeki prosedürün tamamlanmadan davacı işverenin asıl dava dosyasında yukarıda belirtilen davayı açtığı, işverenin sigorta primine esas kazançları eksik bildirmesi nedeniyle 5510 sayılı Kanun"un 81/1-ı maddesi gereğince yararlandığı % 5 oranındaki prim teşvikinin gecikme zammıyla birlikte tahsili için Kurum"un takip kart numaralı prim borcuna ilişkin ödeme emriyle takibe başladığı, birleşen dosya bakımından ödeme emrinin iptali davasının 7 günlük hakdüşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanun"un 81/1-(ı) bendinde düzenlenen prim teşviği, 5510 sayılı Kanun"a 5763 sayılı Kanun"un 24.maddesi ile eklenmiş olup 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
5510 sayılı Kanun"un 81/1-(ı) bendine göre; “(Ek: 15/5/2008-5763/24 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa ve 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu bent hükümleri; 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır. (Mülga yedinci cümle:21/5/2013-6486/5 md.) (Ek cümle: 31/7/2008-5797/2 md.) Bu fıkrada düzenlenen teşvik, kamu idareleri hariç bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin matrah, oran ve esaslar üzerinden 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel için de uygulanır. (Mülga son cümle:21/5/2013-6486/5 md.).” denilmektedir.
./..
Öte yandan; 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 1. fıkrasında; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder denilmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11, 12, 80, 86, 88 ve 90 ıncı maddeleri ile 12/05/2010 tarihli 27579 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin ilgili hükümleri doğrultusunda işveren yükümlülüklerine ilişkin uygulama esaslarını düzenleyen 01/09/2012 tarih ve 28398 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren İşveren Uygulamaları Tebliği"nin, "Kanunun 4 üncü Maddenin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamında Sigortalı Olanlar Yönünden Primlerin Ödenme Süreleri ve Usulleri" başlığını taşıyan 2.4 maddesinde, "Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.
Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir." hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece her ne kadar, sigorta primine esas kazancın eksik bildirilmesinin 5510 sayılı Kanun"un 81/1-ı maddesinden yararlanmaya engel teşkil edeceğine dair bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 5510 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Kurum"a verdikleri halde, sigortalıların sigorta primine esas kazançlarının eksik bildirildiği, sigortalıların prime esas kazançlarını eksik bildirdiği tespit edilen işyerinden Hazinece karşılanan tutarın gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınması ve davacı işveren hakkında bu madde hükümlerinden yararlandırılmaması şeklindeki Kurum işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı açık olup, mahkemece yapılacak iş, birleşen davanın da reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.