21. Hukuk Dairesi 2015/21368 E. , 2016/3853 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, Kurumca düzenlenen ödeme emrinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre daval ."nun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının sorumluluk döneminin borç döneminden sonra olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne,ödelme emrinin iptaline ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davanın süresi içerinde açıldığı, davacının dava dışı "de yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesiyle % 95 hisse devralarak ortağı olduğu, yevmiye sayısıyla tescilli borçlu şirketin sayılı ortaklar kurulu kararıyla münferit imza ve ilzam yetkisiyle şirket müdürü olduğu, yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesiyle şirketteki tüm hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı, yine sayılı ortaklar kurulu kararıyla da şirket müdürlüğünden ayrıldığı, takip numaralı ödeme emrinin dönemlerine ilişkin prim borcunu içerdiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarını oluşturan, 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kurum"a karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Yasa"nın 88. maddesinde de Kurum"un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun"da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kurum"a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
6183 sayılı Yasa"nın 35. maddesinde de, ( Değişik madde: 22.07.1998 - 4369/21. m. ) limited şirket ortakları ( Değişik ibare: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m. ) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (Ek fıkra: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m.) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (Ek fıkra: 04.06.2008 - 5766 S.K./3. m.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur denilmektedir.
Öte yandan; 506 sayılı Kanun"un 80/1. maddesinde "İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur." hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi "takip eden ayın sonuna kadar" olarak belirlemiştir. Tebliğ"de "Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.
Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir." hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının, dava dışı borçlu limited şirketin 26/02/2009 tarihinde temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğu, davacının 06.08.2008 tarihihnde yürürlük kazanan 04.06.2008 tarih 5766 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen 6183 sayılı Yasa"nın 35/2. maddesi gereğince, "payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu" tutulacağı belirtildiğinden, davacının mezkur Kanun"un yürürlük tarihi de gözönünde bulundurularak, devir öncesine ait 2008/5 ila 8. dönemlerine ait prim borçlarından dava dışı şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.