3. Hukuk Dairesi 2014/13971 E. , 2015/6536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2013/216-2014/252
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili adına elektrik aboneliğinin bulunduğu işyerinin, müvekkili tarafından 2007 yılında dava dışı Mehmet Ali Alkuş"a devredildiğini; aboneliğin, halen müvekkili adına olduğunu; 2010 yılı içerisinde kaçak elektrik kullanımından dolayı tutulan tutanaklara istinaden 21.618,10 TL kaçak tahakkuk ve 20.809,10 TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplam 42.427,20 TL borç çıkartıldığını; fiili kullanıcı olan M.. A.. A.. hakkında tutulan bu tutanaklardan sonra, Şanlıurfa 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/487 esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını; .. nolu abonenin müvekkili adına görünmekte ise de, abonenin kullanıcısı olmadığını, abonenin fiili kullanıcısı M.. A.. A.. olduğunu; kaçak elektrik tüketiminin haksız fiilden kaynaklı bir borç içerdiğini, kullanıcının M.. A.. A.. olduğunu, müvekkilinin sorumlu olmadığını; .. nolu abone için, müvekkilinin, fiili kullanıcısı olmadığı halde, tahakkuk ettirilen 42.427,20 TL kaçak ve ek kaçak tahakkuk ve ferileri için, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, borçlu olmadığının tespitine; % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaçak kullanımının haksız fiil olduğunu, Borçlar Kanunu uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre olduğundan 2010 yılında tutulan kaçak tespitinden kaynaklanan davacı talebinin zamanaşımına uğradığını; ayrıca, dava konusu borçtan gerek abone sahibi gerekse de fiilen kullanan kişinin müteselsilen sorumlu olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; kaçak elektrik kullanımının haksız fiil olduğu ve sonuçlarından haksız fiil işleyen kişinin sorumlu olacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile, davacının, 15/02/2010 tarih 60561 seri nolu kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Somut olayda, kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilen mahalde sayaç aboneliğinin davacı adına olduğu taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Uyuşmazlık; fiili kullanıcı olmayan davacı abonenin, hakkında tahakkuk ettirilen kaçak borcundan, sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kaçak kullanıma sebebiyet veren abone davacının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; aboneliğini iptal ettirmeyen davacının, kaçak elektriği fiilen kullanan kişi ile birlikte davalı şirkete karşı sorumlu bulunduğu; ancak, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince davacının isteminin kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davalı şirketçe yapılan hesaplamaya itirazı da içerdiği gözetilerek; kaçak elektrik tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve EPDK kararları hükümlerine uyarınca, davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedeli, gerekirse keşif de yapılarak, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan denetime elverişli bir rapor alınması suretiyle belirlenmeli ve ulaşılacak sonuç dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma sonucu, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.