21. Hukuk Dairesi 2015/10819 E. , 2016/3952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, almakta olduğu emekli aylığından yapılan sosyal güvenlik destek pirimi kesilmesine ilişkin işlemin iptaline yapılan kesintilerin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacıdan sosyal güvenlik destek primi kesilmesine ilişkin Kurum işlemin iptali ile yapılan kesintilerin ödeme tarihlerinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının bağımlı çalışmasından kaynaklanan dönem dışında A.... Tic. Ltd. Şti. ortaklığı nedeni ile 05/.../2007 ve sonrasında kendi nam ve hesabına faaliyetten kaynaklanan Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeme yükümlüsü olmadığı ve bu kapsamda davacıdan tahsil edilmiş olan Sosyal Güvenlik Destek Primi tutarının ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizleri ile birlikte iadesi gereğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya .../09/2000 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 05/.../2007 tarihinden beri ... İnş San Tic Ltd Şti"nin ortağı olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğünden getirtilen kayıtlara göre şirketin 09/01/2014 tarihinde resen terkin işleminin yapıldığı, davacının şirket ortaklığı nedeniyle 05/.../2007 tarihi itibariyle SGDP tescilinin yapıldığı, davacı adına geçmişe yönelik SGDP borcu çıkartıldığı ve söz konusu borcun 2013 Temmuz döneminden itibaren davacının yaşlılık aylıklarından kesilmeye başlandığı anlaşılmaktadır.
Şirket ortaklarının sigortalılığı tamamen resmi kayıtlara dayandığından bu sigortalılığın iptali ancak Yasadaki sona erme hallerinin gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda olanaklıdır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasanın değişik .... maddesine göre, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılanlar iki gruba ayrılmıştır. Birinci grup sigortalılar, .... maddenin (a) bendinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen sigortalılar, ikinci grup sigortalılar ise (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde sınırlı olarak belirtilen şirket ortağı olan sigortalılardır. Hiç kuşkusuz bir kimsenin sigortalı sayılması için ön koşul yukarıdaki bentlerin öngördüğü koşullara sahip olma ile mümkündür. Sigortalı olma ön koşullarının (a) bendi ile diğer bentler arasında belirgin farklılıklar gösterdiği madde içeriğinden anlaşılmaktadır.
Şöyle ki, .... maddenin (a) bendi dışında kalan (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde belirtilen sigortalılardan sayılmak için ön koşul (b), (c), (d), (e), (f), (g) bentlerinde sayılan şirketler ortağı olmak yeterlidir. Başka bir anlatımla, şirket ortaklarının zorunlu Bağ-Kur üyesi olması için .... maddenin (a) bendinin öngördüğü koşullara sahip olmaları zorunlu değildir.
5510 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde de sigortalı sayılanlar ile ilgili benzer bir hüküm bulunmaktadır. Söz konusu Yasanın 4/...b maddesi, eski Bağ-Kur sigortalılığının devamı niteliğindeki sigortalılıktır. Maddeye göre; ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle basit veya gerçek usulde vergi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olanlar ve Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin tüm ortakları sigortalı olarak kabul edilir.
Söz konusu hükümler doğrultusunda, şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin faaliyetinin olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacının şirket ortaklığı devam ettiği sürece Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmesi ve 05/.../2007 tarihinden itibaren SGDP kesilmesi şeklinde gerçekleşen Kurum işleminin doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, .../03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.