3. Hukuk Dairesi 2014/12342 E. , 2015/6885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2012/162-2013/315
Taraflar arasındaki adi ortaklık davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; Tübitak tarafından ihale edilen ek bina inşaatı için davalı ile %50 ortaklık hisse oranı ile ortak girişim anlaşması yapıldığını, davalının sermaye koyma borcu da dahil olmak üzere hiçbir borcunu yerine getirmediğini,yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, karar alınmasının engellediğini, iş veren idareden hakedişlerin kendi hesabına ödenmesini talep ettiğini, ortaklık zararına hareket eden davalının BK 529. Maddesi uyarınca temsil yetkisinin kaldırılmasını, BK. 529 maddeye göre alınmış bir karar olmadığından ortaklığın idaresinde yönetim kurulu başkanı ve icra kurulunun yetkilerinin devam ettiğinin tespitine karar verilmesini, gerekirse karar verilinceye kadar yerine kayyum atanmasına karar verilmesini istemiş, 20/06/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile netice-i talebini tamamen ıslah ederek, ortaklığın üstlendiği işin müvekkili şirket tarafından bitirildiğini, sözleşmenin 9. maddesine göre ortaklığın tasfiyesi gerektiğini, taleplerini ortaklığın tasfiyesi olarak ıslah ettiklerini belirterek adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; ortak girişim sözleşmesinin 16. maddesinde anlaşmazlıkların öncelikle tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği kararı alındığını,tahkim yolu kullanılmadan dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek öncelikle davanın bu nedenle reddine, esasa ilişkin olarak da davacının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını belirterek haksız olarak açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında yapılan Ortak Girişim Anlaşmasının 16. maddesinde; "Anlaşmazlıkların öncelikle tahkim yoluyla çözümlenmeye çalışılacağının, tahkim heyeti her iki ortağın atayacağı birer kişi olmak üzere toplam iki kişiden oluşacağının düzenlendiği," taraflar arasındaki sözleşmenin 25/03/2011 tarihinde HUMK.yürürlükte iken düzenlendiği, HUMK. 520. maddesine göre, sözleşmede belirlenen hakem sayısı geçerli olacağı, davalı tarafın süresi içinde tahkim şartı ilk itirazında bulunduğu gerekçe gösterilerek tahkim şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında çıkacak ihtilafların kural olarak mahkeme eliyle çözülmesi gerekir. Ancak taraflar aralarında düzenleyecekleri sözleşme ile ihtilafın hakem eliyle çözülmesini kararlaştırabilecekleri gibi, asıl sözleşmeden ayrı olarak da hakem sözleşmesi yapabilirler.
Uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözümlenmesine ilişkin irade açıklaması, tahkim sözleşmesinin temel kurucu unsurudur. Geçerli bir tahkim anlaşmasından bahsedebilmek için tarafların tahkim iradeleri, yazılı olarak yaptıkları sözleşmede karışıklığa yer vermeyecek şekilde açıkça belirtilmelidir. Açık ve kesin irade açıklaması, tahkim anlaşması ister bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şeklinde yapılsın, akdin geçerliliği için aranan esaslı şartlardandır. Tahkim sözleşmesi veya şartının, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi yolundaki taraf iradesini tereddüte yol açmayacak şekilde içermesi gerekmektedir. (Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmesi ve Tabi Olduğu Hükümler- Prof. Dr. Cevdet Yavuz)
Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen Sargın İnşaat ve Makine Sanayi Tic. A.Ş.- Global Mesken Ltd. Şti. Arasında Kocaeli (Gebze) Tübitak Marmara Araştırma Merkezi KE Ek bina İnşaat İşi Ortak Girim Anlaşmasının 16. Maddesinde "" Anlaşmazlıklar öncelikle tahkim yoluyla çözümlenmeye çalışılacaktır"" ifadesi tarafların sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların halli hususunda ortaya koydukları tahkim iradesinin açıklık ve kesinlik unsurlarından yoksundur. Yargıtay"ın bu konuda yerleşik bulunan içtihatları uyarınca tahkim sözleşmesinin veya şartının geçerliliği, bu husustaki iradelerin kesin bir biçimde ortaya konulmasına bağlıdır.
Bu nedenle; mahkemece, tahkim itirazının reddi ile, işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.