Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1466
Karar No: 2019/1187
Karar Tarihi: 26.02.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1466 Esas 2019/1187 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Asıl ve birleşen menfi tespit davasında davacılar, davalı banka ile kooperatif arasındaki kredi sözleşmesinde davacılar tarafından verilen senedin teminat senedi olduğunu ancak borcun tamamının ödenmediği gerekçesiyle davalı tarafından takibe konulduğunu ve bu nedenle borçlu olmadıklarının tespiti ile tazminata karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar verirken, davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi, senedin teminat senedi olduğu açık olduğu halde davacıların teminat senedinin ödenmemesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti kararını hatalı bularak davanın reddine karar vermiştir. Karar kesinleşmiştir.
Madde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 18/2 maddesi; birinci fıkrada tarafların birinin sözleşmede öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde diğer tarafın müeyyide talep etme hakkı doğacağı, ikinci fıkrada ise söz konusu müeyyidenin mahiyetinin taraflarca belirlenebileceği hakkında düzenlemeler içermektedir.
19. Hukuk Dairesi         2018/1466 E.  ,  2019/1187 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülmekte olan asıl ve birleşen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen davanın kabulüne ilişkin kararın asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... BAM 3.Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin esastan kabulüne ve buna göre yeniden hükmün kurulmasına ilişkin hükmün asıl ve birleşen davada da davacılar vekilleri tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl dava davacıları vek. Av. ..., birleşen dosya davacıları vek. Av. ... ve asıl ve birleşen davada davalı vek. ..."nın geldiği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Asıl davada davacılar vekili, davacılardan ... Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile davalı banka arasında kredi sözleşmesi bulunduğunu, 2014 yılında davalı bankadan 300.000,00TL bedelli kredi çekildiğini ve bu kredinin çekildiği anda davalı bankaya bedel kısmı boş ve kooperatif yönetim kurulu üyeleri tarafından da avalist olarak imzalanan 10/01/2014 tanzim tarihli bononun verildiğini, 2014 yılında çekilen kredi borcunun tamamının ödenmediğini, daha sonra davalı banka tarafından davacı kooperatife 30/11/2015 ve 04/12/2015 tarihlerinde de kredi tahsis edildiğini, ancak bu kredilerin davacı kooparatifin yönetim kurulu başkanı ... tarafından 2. Başkanın imzası taklit edilerek tek başına çekildiğini, bu durumu anlayan yönetim kurulu tarafından bankaya kredinin usulsüz olarak çekildiğinin ihtar edildiğini, bankanın bunun üzerine 02/02/2016 tarihli hesap kat ihtarını çekerek 30/11/2015 ve 04/12/2015 tarihinde kullanılan kredileri geri çağırdığını ve ardından 2014 yılında çekilen kredinin teminatı olan bonoyu takibe konu ettiğini, 2014 yılında verilen bononun 2015 yılında çekilen kredilere teminat olamayacağını, davalı bankanın talep ettiği kredilerin vadelerinin henüz gelmediğini, bankanın muaccel bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek davacıların davaya konu bono ve bu bonoya dayalı takip nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacılar vekili, davalı banka tarafından davacılar hakkında takip konusu yapılan bononun 2014 yılında kullanılan kredinin teminatı olarak verildiğini ve bu kredinin ödenerek kapandığını, banka tarafından temel borç ilişkisinden yoksun ve haksız olarak elinde bulundurduğu bononun takibe konulduğunu, davacıların davaya konu bono nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davacılardan kooperatif ile davalı banka arasında 10/01/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, davacılar tarafından ödendiğinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere davaya konu senedin verildiğini, senedin teminat senedi olmadığını, davacıların senedin bedelsizliğini ispat etmesi gerektiğini, bononun sebepten mücerretliği ve bankanın kötüniyeti ispat edilemediğini savunarak davanın reddi ile %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu bononun davacılarca ödenmiş kredi borcuna karşılık alınan teminat senedi olduğu anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın kabulüne ve davacıların davaya konu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükme karşı davalı banka vekili tarafından istinafa başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacılardan kooperatifin davalı bankadan kullanılan 30/11/2015 ve 04/12/2015 tarihli kredilerin usulsüz olduğu gerekçesiyle ödenmeyeceği yönünde çekilen ihtar neticesinde davalı bankanın hesabı kat ederek davaya konu senedi ödenmeyen kredi borcu kadar takibe koyduğu, davacının kredi sözleşmesine itirazı ve taraflar arasındaki sözleşmenin 18/2 maddesine göre davalı bankanın henüz muaccel olmamış kredi hesabını kat etmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı, davaya konu senedin teminat senedi olduğunun açık olduğu, şeklen takip miktarına dair bir itiraz bulunmadığı, dava dilekçesindeki iddiaların yersiz bulunduğu, davaya konu bonoda avalist olan davacıların sorumluluğunun asıl borçludan daha ağır ve asıl borçtan bağımsız bir garanti içerdiği, davaya konu senedin düzenlendiği tarih itibariyle davacı kooperatif açısından herhangi bir yetki sorunu bulunmadığı ve senedin tanziminden sonra kooperatifin yönetiminde yapılan değişikliklerin senedin geçersizliğine bir etkisinin bulunmadığı, avalist davacıların bu hususa dahi dayanmalarının da mümkün olmadığı, bu itibarla asıl ve birleşen davanın reddi gerekirken kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle, muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, karardan bir örneğin ... BAM 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davada davalı yararına takdir edilen 2.037,00TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacılardan alınarak asıl ve birleşen davada davalıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacılardan alınmasına, 26/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi