1. Hukuk Dairesi 2014/19978 E. , 2017/1154 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, muris ...’ın maliki bulunduğu 73 parsel sayılı taşınmazın 5080.53 m² kısmını ve 79 parsel sayılı taşınmazını davalı kardeşi bağış, 73 parsel sayılı taşınmazın 5174.14 m²’lik kısmını satış ve 99 parsel sayılı taşınmazın tamamını davalı ...’e bağış yapmak suretiyle temlik ettiğini, davalı kardeşlerinin muris babalarını kandırarak taşınmazları devraldıklarını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davaya davacı yanında katılma talebinde bulunanlar, yapılan devirlerin muvazaalı olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, murisin 99 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’e, 73 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını ve 79 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’a bağışladığı, bağışlanan hisselere ilişkin muvazaa iddiasında bulunulamayacağı, 73 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’e satışını gerektirecek herhangi bir ekonomik sıkıntı içerisinde bulunmadığı gerekçesiyle, 99 ve 79 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 73 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının davacı ...’e yönelik temyiz itirazı yerinde olmadığından reddine.
Davalının, müdahillere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği ve 6100 sayılı HMK. nun 65. maddesinde düzenlendiği üzere " bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır."
./..
Diğer bir deyişle iki kişi arasında belli bir şey veya hak konu edilerek açılmış ve derdest bir dava mevcut iken, üçüncü bir kişinin, dava konusu üzerinde hak sahibi olduğunu iddia edip aynı mahkemede harç yatırmak suretiyle dava açması halinde ortada asli bir müdahale talebinin (davasının) bulunduğundan söz edilmek gerekir. Böyle bir durumda, asli müdahale davasının ilk davadan bağımsız ve ayrı bir dava olduğu, davalıların ise ilk açılan davanın tarafları, bir başka deyimle davacı ve davalıları olduğu ve asli müdahale davası hakkında ayrıca bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Bu şekilde açılmış bir müdahale davasına ilişkin dilekçenin tebliğe çıkarılmamış olmasından kaynaklanan usulü eksikliğin mahkemece müdahale talebinde bulunan yana önel verilmek suretiyle giderilmesi gerektiği gibi harcı yatırılarak usulünce dile getirilmiş bir asli müdahale isteminin mahkemece feri müdahale talebi olarak kabulü de mevcut müdahale davasının varlığını ortadan kaldırmaz.
Somut olayda, müdahale talebinde bulunan ... ve ..., sunmuş oldukları dilekçeleri ile bağımsız hak talebinde bulunmuş iseler de, dilekçelerini harçlandırarak, dinlenebilecek dava haline dönüştürmemiştir. Müdahiller ... ve ... ise, davacı yanında fer"i müdahil olarak davaya müdahil olduklarından haklarında HMK"nın 69. maddesi gereğince karar verilmesi de doğru değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda belirtildiği gibi müdahale talebinde bulunanlar hakkında esas yönünden karar verilmesi isabetsiz olduğundan, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Davalının temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.