21. Hukuk Dairesi 2016/4069 E. , 2016/4114 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, ödenmeyen evlenme ikramiyesinin evlenme tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, eksik ödendiği iddia edilen evlenme ikramiyesinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 90 ıncı maddesine göre; dul veya yetim aylığı alanlara, almakta oldukları aylık tutarlarının oniki aylık tutarında evlenme ikramiyesi ödeneceğinden bahisle somut olayda davacıya tahakkuk ettirilen ödeneğin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Sosyal güvenlik hakkı bakımından 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanunu kapsamında bulunan sigortalıların kız çocuklarına sağlanan yardımlar arasında, 90. maddesinde evlilik ikramiyesi de sayılmıştır.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 01.....2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 101.maddesine göre; bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülecektir.
5510 sayılı Yasa"nın "5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4.maddesinin 4.fıkrasında "Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır" hükmü yer almaktadır.
5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, ........2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla iptal isteminin reddine karar vermiş ve kararın gerekçe bölümünde "5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ...’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edeceğinden bunlara ilişkin ihtilaflarda idari yargının görevli olmaya devam edeceği" ifade edilmiştir.
Öte yandan Uyuşmazlık Mahkemesinin 4.9.2012 tarihli 2012/64-83 Esas ve Karar sayılı kararında 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun ......a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, emekli kamu personeli olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği, ancak, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, 5510 sayılı Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı ve dolayısıyla da ihtilafların adli yargıda çözümleneceği sonucuna varılmıştır.
Bu bağlamda temyiz incelemesine konu olan uyuşmazlıkta, öncelikle görevli yargı yolunun belirlenmesi gerekmektedir.
Zira; 6100 sayılı HMK"nın 114/...b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırarak, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar vermesi gerekmektedir.
Somut olayda temyize konu uyuşmazlığın; 5510 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 01.....2008 tarihinden önce Emekli Sandığı iştirakçisi olan müteveffa babası üzerinden yetim aylığı almakta iken evlenen davacının, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 90. maddesine istinaden talep ettiği evlenme ikramiyesinin reddine yönelik olarak tesis edilen Kurum işleminden kaynaklandığı anlaşılmakla, söz konusu uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin idari yargı olduğu ortadadır.
Hal böyle olunca mahkemece, uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK"nın 114/...b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, "yargı yolunun caiz olması" dava şartı olup, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağından, hüküm bu sebeple bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.