21. Hukuk Dairesi 2015/10453 E. , 2016/4135 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı B.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 20.06.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı anne yönünden maddi tazminat isteminin kabulü ile 5.357,79 TL maddi tazminatın, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı anne ve baba lehine ayrı ayrı 10.000 TL, davacı kardeşler lehine ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İş Mahkemelerinin görevi 5521 sayılı Yasanın 1.maddesi ile düzenlenmiştir. Anılan maddede; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olabilmesi için uyuşmazlığın taraflarının işçi ve işveren veya işveren vekili olması, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş kanunundan kaynaklanması koşuldur.
Diğer yandan, 05.12.1977 tarih, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkün değildir. İş Mahkemeleri özel kanunla kurulmuş olup görevleri istisnai nitelik taşıdığından 5521 sayılı Yasa"da sınırlı olarak sayılmış dava ve uyuşmazlıklar ile diğer yasaların İş Mahkemelerini görevlendirdiği dava ve işler dışındaki dava ve işlere İş Mahkemelerinde bakılamaz.
İş kazasında, işveren dışında başka sorumlular varsa, işveren ile birlikte bu kişiler aleyhine de dava açılması durumunda dava yine İş Mahkemelerinde görülür.
İş kazasında, yalnızca işveren ve vekili dışındaki kişiler dava edilirse İş Mahkemeleri görevli değildir.
Somut olayda, Şirketinde şoför olarak çalışan davacıların yakını sigortalı O.. D.."nin, davalı Şirketinden kiralanan plakalı araçla çimento nakliyatı yaptığı esnada, tek taraflı trafik kazası geçirerek 20.06.2010 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacı ile davalı Şirketi arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı gibi, davacıyla iş sözleşmesi yapan Şirketinin işveren olduğu tartışmasızdır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın iş akdinden ve İş Kanunundan doğmadığı giderek davada, yukarıda sözü geçen Yasanın 1.maddenin öngördüğü koşulların oluşmadığı açık-seçiktir. Öte yandan, zararlandırıcı olayın iş kazası sayılması, görevli mahkemenin belirlenmesi için yeterli olmayıp 5521 sayılı Yasanın 1.maddesinin öngördüğü koşulların ayrıca olayda gerçekleşmesi gerektiği de söz götürmez.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, 1086 sayılı HMUK"un 7.maddesine göre ( 6100 sayılı HMK"nın 1.maddesi ) dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile dava dosyasının görevli Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken kamu düzenine ilişkin olan görev konusu gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde kamu düzenine ilişkin olan bu husus re"sen nazara alınmalı ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı B.. L.. "ne iadesine
14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.