19. Hukuk Dairesi 2018/3288 E. , 2019/1189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av.... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalılardan ... Petrol ... Ltd. Şti.ile davacı arasındaki bayilik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini ileri sürerek, hizmet bedeli adı altında davalıya ödenen 3.068.000,00 USD"nin ödendiği tarihten itibaren, bayilik sözleşmesi ve protokol hükümleri gereğince 200.000,00 USD cezai şartın fesih tarihinden itibaren, istasyonun faaliyete geçmesinin 21 ay gecikmiş olması sebebiyle mahrum kalınan kar olarak 757.479,00USD"nin şimdilik 1.000,00 USD"sinin 15/02/2012 tarihinden, davalının satış taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle 135.269,00 USD"sinin şimdilik 1.000,00 USD"sinin 15/02/2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4/a maddesinde belirtilen en yüksek faiz ile birlikte ve istasyona kurulan otomasyon sistemi sebebiyle 14.659,56 TL"nin 15/02/2012 tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Petrol ... Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
Davalı ..., sözleşmenin tarafı olmadığını, cezai şart isteminin yerinde olmadığını, protokolde belirtilen süre içerisinde faaliyete geçilmemesi hususuna davacının zımnen muvafakat ettiğini, davalı şirketin 2 yıl sonra faaliyete geçtiğini bu süre içinde hiçbir talepde bulunmayan davacının o dönemde itiraz etmemesine rağmen şimdi talep etmesinin hukuken korunmayacağını, protokol ve kefaletnameyi müzayaka halinde imzaladığını, bu nedenle de yok hükmünde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve kısmen benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılardan ... Petrol....Ltd. Şti. ile davacı arasında imzalanan bayilik sözleşmesi, taahhütname, uzlaşma tutanağı hükümlerine davalı bayi şirketin riayet etmediği, davacının bu nedenle sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, diğer davalının ise şahsi kefaletname gereğince müşterek borçlu ve müteselsil kefil konumunda olduğu, bayilik hizmet bedelinin davalılar tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, sözleşmeye aykırılık nedeniyle bayilik sözleşmesi ve protokolün 4. maddesinde düzenlenen 200.000,00 USD cezai şart talebinin de yerinde olduğu, otomosyon ve bakım ücreti olarak 14.659,56TL"nin de davalılardan tahsili gerektiği, kefaletnamenin müzayaka halinde imzalandığı ispat edilemediğinden karar verilen bu alacak kalemleri nedeniyle davalı ..."nun kefalet limiti ile sorumluluğunun bulunduğu, somut olayda, “yıllık asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen ceza koşulunun sözleşmenin feshi halinde talep edilebileceği hususu taraflar arasındaki sözleşme eki taahhütnamede düzenlenmediği gibi sözleşme süresi içinde çekince konulmadan uzun süre ifaya devam edildiği ve bu nedenle davalı borçlularda bu ceza koşulunun istenmeyeceği yönünde haklı bir güven oluşturulduğu ve bu nedenle önceki yıllara ait bu ceza talebinin yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, istasyonun faaliyete geç girmesi nedeniyle mahrum kalınan kar talebinin ise; 08.03.2010 tarihli uzlaşma tutanağında istasyonun 6 ay içinda faaliyete geçmesi halinde cezai şart talep edilemeyeceği taraflarca kabul edilmiş ve davalının tutanak tarihinden itibaren 6 ay içinde 26.08.2010 tarihinde faaliyete geçtiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık da bulunmadığı anlaşıldığından bu kaleme ilişkin talebin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece 3.068.000,00 USD hizmet bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek döviz faiziyle tahsiline karar verilmiş ödeme tarihleri ve bu tarihte yapılan ödeme miktarı hüküm fıkrasında parantez içinde gösterilmiş ise de ödenen 29/12/2009 tarihli 86.730,00 USD ve 12/04/2009 tarihli 381.140,00 USD ödemeler hüküm fıkrasında gösterilmemiş olduğundan ve bu şekildeki hükmün icrası mümkün olmadığından yerel mahkeme kararı bu şekli ile doğru görülmemiştir.
3-Davacı 200.000,00 USD için ihtar tarihinden itibaren faiz talep etmiş, mahkemece 200.000,00 USD"nin tahsiline karar verilmiş ise de faiz konusunda herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Davacı tarafından çıkarılan ihtarnamenin Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre davalı şirkete 10.12.2012 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve 5 günlük ödeme süresi eklendiğinde davalı şirketin 16.02.2012 tarihinde TBK"nun 117. maddesi uyarınca temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca temerrüt tarihi olan 16.02.2012 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken bu hususta her hangi bir karar verilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
4-Davalılardan ... yararına vekalet ücreti takdir edilmiş ise de bu davalı adına dosyaya cevap dilekçesi sunan vekil Av. Ebru Aydınoğlu tarafından davalı ... adına usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir vekaletname dosya kapsamına sunulmadığından davalı ... yararına vekalet ücreti takdiri de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.