3. Hukuk Dairesi 2014/20490 E. , 2015/7271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ALAŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2014
NUMARASI : 2011/355-2014/369
Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 28.04.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. H.. Y.. geldi. Karşı taraftan davacı vekili Av.F.. T.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacı ile davalının boşandıklarını, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını, yine taraflar evlenirken, müşterek eve alınan eşyalarının bedellerinin yarı yarıya tarafların babaları tarafından ödenmesine rağmen, ev eşyalarının da davalı tarafda bulunduğunu ileri sürerek; belirtilen ziynet eşyaları ile müvekkiline ait olan eşyaların tamamının ve diğer ortak alınan eşyalarının ise yarısının aynen iadesi; mümkün olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, nakden kanuni faiziyle beraber tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında; davacı tarafın tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını; davacının belirsiz alacak davası açması nedeni ile, talebini sonradan artırmasının mümkün bulunmadığını; ziynetlerin bir kısmının, tarafların kendi istek ve arzuları ile bozdurulduğunu; kalanının ise, davacı tarafından müşterek evden giderken götürüldüğünü, ziynetlerin fahiş sayıda belirtildiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 1-Davanın kısmen kabülü ile, davacının talep ettiği ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine; (1 kalın alyans değeri 308,00 TL, 11 hediyelik bilezik değeri 8.470,00 TL, 1 söz bileziği değeri 1.925,00 TL, 10 kalın bilezik değeri 28.050,00 TL, bir set takımı değeri 3.311,00 TL, bir zincir kolye değeri 231,00 TL, bir üçlü takı değeri 539,00 TL, 1 künye 693,00 TL, 1 yüzük 192,50 TL, 100 çeyrek altın değeri 16.200,00 TL, 1 saat değeri 50,00 TL, 2 kalın bilezik değeri 2.310,00 TL, 1 pırlanta tek taş değer verilemedi ), ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıya aynen iadesi olmazsa bedeli olan 62.279,50 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının talep ettiği ve ortak alınan eşyaların yarısının davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine; aynen iade olmadığı takdirde, ortak alınan eşyalarının değerinin yarısı olan 3.492,50 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; 6100 sayılı HMK 297/2.maddesinde; “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Mahkemece, bu şekilde verilen bir karar ile hükmün infazı da mümkün olabilecektir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelecek olursak; mahkeme tarafından hüküm fıkrasında, davacı tarafa aynen iadesine karar verilen takılar arasında, " tek taş pırlanta " yüzüğün de sayıldığı; ancak, ziynetlerin toplam bedeli olarak belirtilen 62.279,50 TL bedel arasında, bu tek taş pırlanta yüzüğün bedelinin yer almadığı, böylelikle de, bu tek taş yüzüğe ilişkin olarak mahkeme kararında infazda tereddüt oluştuğu görülmüştür.
HUMK"nın 388 ve HMK"nın 297 maddesine aykırı olarak infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.